Bu Blogda Ara

26 Temmuz 2011 Salı

dertliyim paşam....

bana bir saz verin çalarım atarım tutarım keyfimden
bana bir yaz verin ısınır içim güneşinden
bana bir naz yapan olur ah ölürüm ben aşkımdan
bana bir caz yapan olur ah kızarım alev gibi ben
yazıma neden böyle başladım ben de bilmiyorum ama galiba sanırsam herhalde şu an bu şarkıyı dinlediğimden (can bonomo-bana bir saz verin. herkese tavsiyemdir).işin özü 1 hafta önce kastamonuya gittim aman tanrım niye gittim diye hala düşünüyorum (babamın kastamonulu olmasının amına koyiim ama sadece babam kastamonulu yani ben istanbulluyum yanlış anlaşılmasın). dün döndüm. kastamonuda neler yaşadım ah ah.
1- sürekli halamla kavga ettim (bence dünyanın en mal insanı olarak gösterilebilir kendisi)
2- halamın 6 yaşındaki kızının götüne çomak sokmak istedim tam bir kabus
3-gözlüğümü kaybettim (çoooook zor da olsa sonra buldum sorun yok )
4-böcek alerjim yüzünde o ormanlık yerde kaşıntı krizine girdim
5-kolayla kafa buldum (orda içki vermiyorlar)
6-orda telefon çekmediği için çapsızla konuşamadım (kara bahtım kör talihim)
7-internet olmadığı için twitterdan ayrı kaldım (ki twitter benim en büyük aşkım ya)
8-bana bulaşık yıkattılar bana ya bana ev işlerinin hepsinden özellikle masa toplama bulaşık yıkama işlerinden nefret eden aptal kovboya (yine halamın amına koyim )
9-piç güveysinden halliceyi bitirdim ama kitapta beni mi çapsızı mı buldum anlayamadım galiba beni ama kitap mükemmeldi aklım hala onda
10-canı özledim (bonomo olanından )
böyle yani aslında daha çok şey var ama bunlar geneli kötü olanları ve bıdı bıdı.
vee yaptığım en bomba şey yola sabah altıda çıktık istanbuldan giderken (ben birde ikide uyanan insanım taş çatlasa o ikide) tabi o saatte uyanıp yola çıkınca viyadüğü tabelasını viyana diye okudum ve istanbulda viyana tabelası olduğuna şaşırmayıp burdan nasıl gidilir acaba yaaaa diye düşündüm. tamam mal olduğumu biliyordum ama bu kadarı cidden fazlaydı. cidden! (bi ara ankara tabelasını almanya diye okudum ama bunu daha kolay idrak ettim tabi )
sonra bu twitterda #yüzyılınyalanları olayı var ya çapsız" #yüzyılınyalanları şarjım bitiyor" yazmış taabi ben triplere girdim çünkü bana öyle diyordu arada ben de direkt twitterda "bu yüzyılınyalanları olayı sayesinden kimin ne yalan söylediğini açıkca anlamış olduk" yazdım ve direkt mesaj geldi telefona ben saana hiçbi zaman şarjım bitiyo diye yalan söylemedim gerçekten bitiyordu sana söylediklerimde diye tabi ben ne mi yaptım "yaa ben sana yazmamıştım ki yani genel olarak yazmıştım.ama yani cidden söylemiyo muydun :D" dedim. mallık ayrı bi dünya tabi. bu muhabbet böyle gitti. işin özü çapsızı deli gibi seviyorum ama ne manada onu çıkaramadım yani böyle aşırı yakın bi arkadaşımmış gibi geliyo yani gerçekten her şeyimi rahatlıkla anlatabilceğim biri.bir yandan aşıkmışım gibi geliyor ben de çıkaramadım bu duyguyu. bugün yolda yürürken bi çocuğu çapsız sandım o an kalbime giren ağrıyı anlatamam (neden böyle oldu ben de bilmiyorum). ama arkadaş olarak da görüyo olabilirim ya aslında işin özü BİRİ BANA YARDIM ETSİN DUYUN BENİ TAKİPÇİLER! ( az da olsanız duyun bi de bana her fırsatta  salak diyen arkadaş gel iki yardım et de bi işe yara ).
sonuç olarak kastamonun amına koyim halamın da kızının da hayatın da aşık mıyım değil miyim anlayamayan beynimin de.

not: kıvırcık saçlı erkeklerin hastasıyım (çapsız da kıvırcık saçlı ama ona hasta değilim yada hastayım aman be bilmiyorum işte)
dipnot:can bonomoya deli gibi aşığım
daha altlardan not:twitterdaki adımı aptal kovboy olarak değiştircektim ama twitter göt bunu kullanan başka biri var dedi ve yapmadı.
                                                          
                                                                                                                 aptal kovboy*

22 Temmuz 2011 Cuma

Mesleğime Karar Verdim!

  Selam ben 2 saat öncesine kadar ne olacağını bilemeyen kişi; Kupa Kızı. Ne olacağımı bilmiyordum çünkü hiç bir meslek için "oha bu benim işim" diyemiyordum. Gerçi hala tam diyemiyorum, ama sanırım uyuşuyoruz. Aradığım meslekte neler mi olmalıydı? Sayayım efenim.
*Yaratıcı olmalıydım
*Yönetici olmalıydım. Yani bir grubu koordine etmeliydim
*Çizim yapmalıydım
*Ama bütün günümü masa başında geçiremezdim, çalışanları gezmeli farklı yerlere gitmeliydim
*Matematiksel işlemlerle uğraşmalıydım
*Kazandırdığı para da iyi olmalıydı
*Çalışırken mutlu olmalıydım, heyecan duymalıydım.

 Ne kaddann az şey istiyormuşum şaşırdım =D Siz ne dediniz? Herkes mimar dedi. Ben hep mühendislik istedim aslında. Babama özendim belki de,bilemiyorum. Neyse bugün düşündüm ve "Cidden mimar olabilirim" dedim. Annemin mimar arkadaşları var, onları düşündüm. Kadın şehir şehir geziyor, iyi kazanıyor ve mutlu. Babamın da var, bildiğim kadarıyla o da mutlu ve durumu iyi. E bana gelelim. İstersem bir şirkette çalışırım istersem tek başıma. Ki hiç bir zaman bir yere bağlı olmayı sevmediğimden tek başıma diyelim. Eğer ki iyi iş çıkarabilirsem, kazancım da fena olmayacaktır. Araştırdım ve çok yaratıcı binalar gördüm. Bir şirkette çalışırsam bir süre sonra yönetici konumuna da gelebilirim. Allah aşkına biri bana fikir versin, bizim gruptakiler size sesleniyorum ama kiminiz İstanbul'da kiminiz değil, kiminiz kıçını kaldırıp yazamaz o yüzden sizden emin değilim. Olsun, yine de sesleniyorum; "Bana Fikir Verin"

                                                  Yazıyı okuyup da yorum yapmayan herkesi imalı imalı öpüyorum , K.K

Ufak tefek yazılar.

Ben Atsk.Ne oldu konusuna değinmek istemiyorum.Sadece kızların yazılarına cevap yazacağım.Ve de karışık hayatımı.Kupa Kızı'na zaten yazmıştım.(Bkz:Naylon Prenses senden çok çok özür dilerim!!)
 Naylon Prenses'im evet biz daha ilk andan itibaren arkadaş,dost,kardeş olduk.Ve o andan itibaren de ne yaşandıysa yaşandı bu hep böyle kaldı.Sadece arada sırada uzaklaşıp yakınlaştık.Neden uzaklaştığımızı da söyledim konuştuk zaten.Her neyse işte senin suçun hiç yok kardeşim özür dilemene felan da gerek yok.Asıl ben senden özür dilerim ve ben de seni çok seviyorum. :))
 Aptal Kovboy olayı kendi yorumlamış zaten.O yüzden uzatmaya gerek yok.
   Biz var ya malların önde gideniyiz!!Anlamıyorum ki bizi!!!Cidden ya!!

 Her neyse karışık hayatıma gelirsem...95'i daha önce de söylemiştim.Çok berbat çok zor günler geçirdi.En sonunda bünyesi dayanamadı zehirlendi.Aslında Naylon Prenses'in doğum gününde olanlar,sinirlerimin bu kadar harap olması biraz da bunlarla ilgiliydi.Yani o kadar fevri hareket etmem de bunun da payı vardı.Benim bünyem de dayanamadı.Her neyse olay dağılmasın.İşte 3 gün hastanede yattı felan.Sonra biz bunla buluştuk,konuştuk işte. :)))Farklı bir buluşmaydı ama bize yakışan bir buluşmaydı :D.

21 Temmuz 2011 Perşembe

Hayat Güzel...

  Vınn aldırdım babama. Sahilde oturup yazıyorum. Bunca okul stresinden sonra sakinlik iyi geldi, gerçekten...

18 Temmuz 2011 Pazartesi

getirin bütün dondurmaları alayını yerim (mümkünse karamelli de olsun)

bütün gün dondurma tıkınıyorum evet bunu yapıyorum. yedim yedim şiştim resmen bi de dondurmayı yedikten sonra bir pişman oluyorum ki sormayın keşke yemeseydim triplerine giriyorum falan böyle. dünyada dondurma ve çikolata olmasaydı ben de bugün çok hoş bi hatun olabilirdim özünde ama gelgelelim var işte ya.  zaten isyanlardayım çapsız naylon prensesin doğum gününden beri mesaj atmıyor yani 4 gün oldu şaka gibi yaa yani bu hiç hoş değil. naylon prensesin doğum gününde sinemaya gittik yanyana oturduk ama bu sefer ciddi çaba harcamadım öyle denk geldi. tabi bi icraat olmadı ama baya güldüm filmde o bi laf ediyo ben bin saat gülüyorum falan ( hoş bu hep böyle). bi de düşünüyorum acaba çapsız bu bloğu bulsa hepsini okusa falan ayyy tam bir kabus.işin özü dondurma çok güzel bi şey hele ki karamellisi için canımı veririm ne CANı lan CANımı kimseye vermem (en bonomo olanından söz ediyorum). ya bi de bonomoyu göreli 1 ay 4 gün oldu iki gün önce taksime gittim her  galatasaray lisesinin önünden geçtiğimde 1 ay 2 gün önce CANı burda gördüm diye yakındım keşke yine görsem tarzında triplere girdim ablam bana mal dedi falan. ama canı seviyorum yani neyse işte öyle dondurma aşktır candır benim için içki 1 dondurma 2. sırada yer alıyor o derece  :D

not: atskden çok özür diliyorum...

                                                                                                       aptal kovboy*

17 Temmuz 2011 Pazar

Bana verilen en güzel hediye

Arkadaşlarım tabii ki.
Sizi cok seviyorum ben. İyi ki yanımda, hayatımdasınız.Sizinle her anım çok güzel, doğumgünüm gibi mesela, gerçi ATSKya kafam takıldı rahat edemedim, ama onu da anlıyorum.
ATSK; Önemli değil kardeşim, gerçekten.Seni anlıyorum, empati yaparım bilirsin :)
Sen o gün okul koridorundada beraber koşarken,koşar gibi hızlıca girmiş oldun hayatıma, bana "siz kaçıncı sınıfsınız?" diye sorarkense artık arkadaşımdın ,çünkü ikimiz de cevabıma gülmüştük birbirimizi süzerek :D yeni tanışan insanların gereksiz resmiyetinden uzaktık işte biz.küçüktük ne de olsa.Dediğin gibi çok şey yaşadık beraber, her kötü anımda yanımdaydın, ve iyi olanlarda tabii ki.seni çok seviyorum ve eğer benim de bir suçum varsa çok özür dilerim.

Kupakızına gelicek olursak. Artık anlamışsınızdır. O benim herşeyim.Ruh eşi derler ya, işte öyle bişey.Aynı anda aynı şeyleri düşünüyoruz kimse inanmasa da. Kimsenin inanmamasına pek aldırmıyoruz çünkü ikimiz bir şeye inanıyorsak başka kimseye ihtiyacımız yok demektir.
KK benim için çok güzel bi doğumgünü hediyesi hazırlamış, çok değerli bir şey benim için.Kendi yazmış benim için bir defetere, ve tüm dostlarıma yazdırmış.Yıllar boyu saklayıp çocuklarına göstereceğin cinsten bir şey eğer çocuğum olrsa :D Ağladım okurken, kimi zaman kahkaha attım ama çok sevdim onu.Hep yanımda olsun kk, ailem olsun.
Onu , fare gülüşünü ve tertemiz kalbini çok seviyorum.Unuttuğu bikaç anımızı ekleyeyim bari:
-Biz fotoğraf çekmek için sabahın köründe bahçeye çıktık ve mini etekle yere oturmak zorunda kaldık.
-Biz, gecenin bi yarısı mutfaktan viskili çikolata aşırıp yedik ve karın ağrısından yerlere yatık.
-Biz, kolye için ayırdığımız parayı taksiciye vermemek için upuzuun bir yolu yuruduk.
-Biz biraz daha vakit geçirmek için, annemize yalan söyledik minibüs bozuldu diye.
-Biz birlikteyken zamanın nasıl geçtiğini anlamadığımız için peşinden koştuk okul servisinin.
-Biz "-nerden biliyon"+ben öyle öğrendim öyle biliyom" sözlerinin mucidiyiz.
-Biz lambanın sopasında striptiz yaptık defalaca, ve çok azında sarhoştuk :D


Biz birbirimizin yanında kendimiz gibi olabiliyoruz.Birbirimizden gizlimiz yok.İşte bu yüzden sen bensin, ben sen diyoruz.Sen benim  kardeşimden öte oldun artık biefef, senin değiminle bibief (bak bu sefer doğru oldu)
seni ne kadar sevdiğimi biliyorsun, kocaman öptüm

14 Temmuz 2011 Perşembe

Naylon Prenses çok çok çok ÖZÜR DİLERİM!!!

K.K'nında söylediği gibi bugün Naylon Prensesimizin doğum günü.Aşkım benim seni gerçekten çok seviyorum.Sen olmasan ben ne yapardım?!Nasıl insanlara güvenirdim,nasıl tanışırdın sizle?!Kime ''Naylon Prenses''diyip onun peşine koşardım?!!Sen olmasan buralara gelemezdim ben kardeşim benim!!!

5 yıldır ne zaman bir şeyim olsa yanımdaydın,K.Kyla yaptığın kadar değil ama bana yetecek kadar mallığı beraber yaptık.İlk biz tanıdık birbirimizi...İlk sırdaşım sen oldun 5 yılda başıma iyi ya da kötü ne gelsiyse hepsinde var sayılırsın kankam ya.Ne dersem diyim sen bana bakma sen her zaman benim Naylon Prensesim oldun,olacaksın!!Sen benim için çok değerlisin!Seni çok seviyorum kardeşim!!Bu okulun bana kattığı en önemli dostlarımdansın!!Gelecekte yan yana olmak istediğim nadir insanlardasın.Sen her şeysin!!Doğum günün kutlu olsun!!Seni çok seviyorum,nice beraber senelere!!!!!

Ve özür kısmıne geçiyorum.Gerçekten çok özür dilerim canım.Bunun senin doğum gününde olmasını asla istemezdim.Gerçekten çok üzgünüm.Ve ÇOK ÇOK ÖZÜR DİLERİM.Pişman değilim!!Aama gerçekten bunu sana yapmak istemezdim!Patlamam gerekiyormuş ve patladım.Gerçekten özür dilerim!!!!Bunu telafi etmek için elimden geleni yapacağım.Seni gerçekten çok seviyorum ve tekrar tekrar özür dilerim.Bunu kişisel olarak algılama bunun senle hiçbir ilgisi kesinlikle yok!!Yapmam gerekti.

Not:K.K borç felan yok ortada,saçmalama!!Olan oldu tamam mıı?!Bugün bunu yapmam gerekiyordu ve yaptım.Pişman değilim ama dediğim gibi Naylon Prenses'in doğum gününde olmasını istemezdim.Ayrıca olay artık dalga geçme faslında değil.Yani dalga geçip geçmeme artık önemli değil.Ben de seni seviyorum ve beni üzmek istemediğini de biliyorum ya da sana inanıyorum.Gerçi bunları sen biliyorsundur çünkü benden en az yüz kere duymuşsundur bunları.

-ATSK-

Bugün 14 Temmuz..

Küçüktük biz tanıştığımızda. Hayatı, geleceği, zorlukları, düşmanlıkları bilmiyorduk. Hala da bilmiyoruz birbirimize karşı.
 Hiç düşman olamadım ona. Olamadım, yapamadım, hak etmedi de zaten. Çok olmasa da kavga ettik biz de. Bazen çok kırdım onu,o da beni. Yine dehiç vazgeçemedim ondan.
 En başta sahip olduğumuz hiç bir şey yoktu, birbirimizden başka. Anılarımız yoktu, birlikte döktüğümüz gözyaşları yada beraber attığımız kahkalar. Zamanla birikti hepsi içimde. Bir süre sonra kendimi ondan ayıramadım o bendi, ben de o. Ağladığını hissettim bazen, bazense sevindiğini. Kimse inanmadı bize bizden başka. Kimse yapamazken, biz aynı şeyleri aynı anda düşünüp aynı saatte ağlayıp aynı saatte aynı filmi izleyebiliyorduk. O yüzden Telepatik dedik birbirimize. Bizimkisi ondan da öteydi aslında... Oradan çıktı "Sen bensin" lafı. Bazen "iki bedende tek kişiyi barındırabildiğimiz" için.
 Kimden mi bahsediyorum? Size göre "Naylon Prenses", okuldakilere göre "Güzin Abla" bana göre "Herşey." Ve bu gün herşeyimin doğum günü.
 Biz birlikte neler mi yaptık?
  •  Birlikte cebimizdeki bütün parayı harcayıp, yere oturup çantadan bulduğumuz 5 kuruşlarla gözkalemini ödemeye çalıştık ama sonunda 15 kuruş borçlu kalıp koşarak kaçtık.
  •  Gecenin bi yarısı 15 farklı renk ojeyi "bacağımıza" sürme yarışı yaptık. Sonra asetonun bittiğini farkedip "makyaj temizleme sütleriyle bacaklarımızdaki ojeyi" çıkarmaya çalıştık.
  •   Evden spor ayakkabıyla çıkıp, sokakta topukluları giydik ve küçük çocuklara "Şu abiler sizinle tanışmak istiyor" dedirten apaçilere küfür ettik.
  •   Telefonda kesintisisiz 2 saat 20 dk konuştuk ve sıkılmadık.
  •   Başkalarına anlattığımızda bize deli muamelesi yapılan konuları birbirimize anlattık, aynı düşünceyle, aynı anlayışla, aynı inançla. Bize bizden başka inanan olmamasına karşı.
  •   Bi birayı 30 saniyede fondip yapmak için kronometre tuttuk ve yaptık.
  •   Sabah saat beşe kadar oturup beynimiz sulanana kadar sohbet ettik.
  •   Çorapları pijamanın üstüne çıkarıp, bacaklarımızı duvara dayayarak kurbağa balesini icat ettik. 
  •    Kimi zaman odada gitarla türkü çalıp dans ettik, kimi zaman tuvalette elimize fırçalar alıp bas gaza aşkımı söyledik ve video çektik.
  •    Bazen de "Sen git, ben kapıyı açarım" dedik ama sonra şarkı söylemekten kapıyı duymadık. Bu yüzden birimiz elinde tepsiyle kapıyı yumrukladı, tekmeledi, komşular geldi kapıya dayandı. En sonunda babaanneye inilip yedek anahtarla kapı açıldı ve babaanne bizi "uyyykuuğsuz her gecceee" diye yırtınıp dansederken yakaladı. 
  •   Bıyık çizdik, kaşlarımızı birleştirdik, şalvar üstüne deri ceketle baş örtüsü taktık ama birimiz her şeye rağmen cooldu.
  •   Telefonda "Seni seviyorum, ben de seni" dedik. Yanlış anlamayın, bunu tek seferde birimiz söyledi.
  Bunların hepsi, benim kalbimde ve aklımda en güzel köşeye kazındı. Tıpkı Naylon Prenses'in benim yüreğimde ettiği yer gibi. 
   Onu o kadar çok seviyorum ki, kelimeler cidden yetmiyor. Bu yüzden sadece "Nice yıllara" diyerek bitiyorum. Telepatik'im, "B€sTfR!€nD xD"m, kardeşim, hatta "Ben"
   Seni çok seviyorum ve en kötü gününün bu gün gibi olmasını diliyorum. Beni hiç bırakma olur mu? 

Not: Sevgili Avrupada Tütün Saran Kız, bugün Aptal Kovboy ve ben seni çok kırdık biliyorum. Ama amacım seni üzmek değildi, bilirsin her zamanki "Kupa Kızıydım işte." Yine de haklısın, kendi adıma senden çok özür diliyorum hatta bana istediğin yerde istediğin zaman "borcum olan" tokadı atabilirsin, söz gıkımı çıkarmayacağım. Seni ne kadar sevdiğimi biliyorsun, bugün seni üzmek bütün günümü bana zehir etti. Ayrıca bir daha asla istemediğin şekilde seninle dalga geçmeyeceğim, çok büyük bir hata olduğunu biliyorum, lütfen affet.

                                                                               -Kupa Kızı

12 Temmuz 2011 Salı

Ağdadan Neeefreet Ediyorum


  Hayır yani anlamıyorum, aklımı az, beynimi az, boyumu az veren allahım, needeen kıllarımı çok veriyosun? Hani bi yerden alınıp bi yerden veriliyo da , niye bende hep iyi şeyler az kötü şeyler çok. Çıksın başbakan bana bunu açıklasın yeter ya.
   Dün sadece bi bacağımı ağda yaptım, peki niye sorun bana? Çünkü zaten bi bacak 2 saatimi aldı. Bi gün birini ,ertesi gün diğerini yapıyorum o kadar acınacak haldeyim. Bir de cak cak çekmekten bacaklarım morardı. Erkekler hadi gelsin de desin bana "Erkek olmak da zor, biz sünnet oluyoruz, askere gidiyoruz." Nah size zor, sadece 1 ay ağda yapın, regl sancısı çekin, çoğunuzun "benim sorunum değil korunsaydı" dediği hamileliği düşünün "Acaba hamile miyim abovv" diyerekten, olmadı 1 ayda yapabiliyorsanız hamile kalın hatta doğurun. Üstüne o çocuğu 9 ay taşıyın, yetmesin büyüsün "Beeenii hiiç kiimse aağnlamıyooo yhaa" diye çığıran ergenle boğuşun, aynı zamanda yemek, ütü, bulaşık, vik vik bik bik diye giden ev işlerini yapın bi de tam zamanlı çalışın. Çocuğum olduğundan değil ama geleceğimi görebiliyorum; o yüzden erkek olanlar gitsin kına yaksın, satanistse kedi kessin(ya da kesmesin ya yazıkk) ama kutlasın

9 Temmuz 2011 Cumartesi

Kendi Kendime Röportaj- Kupa Kızı

 Selam, Ben Kupa Kızı. Hem kendimizi daha iyi tanıtalım hem de eğlence olsun diye(kabul, asıl sebep canım sıkıldı.) kendi kendime röportaj yapmaya karar verdim. Soruları da internetten buldum, böyle de zekiyim herkes bilsin yani =D Bizim Aptal Dörtlüyü de burdan dürtüyorum siz de yapın


1- Adınız - Yaşınız - Burcunuz?                                               -Kupa Kızı demek zorundayım. Yaş da belirtemiyorum. Ama burcum boğa, 26 Nisan'da, bir bahar sabahı doğdum 
2- Saç renginiz - Göz renginiz?
-Saçım sarıya çalan açık kumral, göz rengim kahve
3- Boyunuz - Kilonuz?
-1.60 boy, 47 kilo
4- Tuttuğunuz takım?
-Fenerbahçee oleyy, fenerbahçeee ooleeeyy :D
5- Fobilerin - Hobilerin?
-Hmm. Hobilerim kesinlikle dans etmek ve resim yapmak. Hatta şu aralar yaptığım resimleri buraya yüklemeyi düşünüyorum. Allah'ın bir kulu da yorum yapsa çok sevineceğim şahsen :D 


-Fobilerim ise uzaylılar. Şimdiye kadar NP hariç benim gibi onlardan korkan bir insan evladı bulabilmiş değilim. Ama cidden korkuyorum ben, 4-5 yaşlarında "uzaylı oradan gelir" diyerek yatakta pencereye dönemeyen bir insanım. Hatta başka bir arkadaşım " Bu civarlarda, senin yaşında bir kızın dolabından uzaylı çıkmış" demişti, ben de üstüme düşeni yapıp yemiştim. Tabi bu seferde dolaba dönemedim geceleri. Bir süre dolap ve pencere arasında kalıp tavana bakarak uyudum.
6- Sigara - Alkol kullanıyor musunuz?
-Sigara hayır, ama arada bir içeriz ki o zamanlarda da ya yerlerde timsah yürüyüşü yapıyoruz, ya deli danalar gibi dans ediyoruz ya da annemize "Anneeağğğ" diye sarılıyoruz.
7- Okul - İş (kısaca anlatım)
-Benim hiiçç işim olmadı aağbi. Daha "okul" dediğimiz o acılı maraton sürecindeyim. 
8- Giyim tarzınız?
-Feminen diye tabir edebilirim herhalde. Satanist filan değilim ama siyah, gri, kahverengi tonları seviyorum. Bir de son zamanlarda renklenmeye çalışıyorum, lacivert şort ve sarı bluz aldım o yee yani =D
9- En büyük hayaliniz?
-
Şimdi bir saysam bitmez. İşin kötü yanı daha ne olacağıma karar verebilmiş değilim. Ama büyük ihtimal mimar, mühendis gibi matematik ve resim konularına yatkın bir meslek olacak. Neyse hayalimiz şöyle: Boğaz'da 3 katlı bir yalım, Lamborghini marka arabam, golden retriever cinsi köpeğim, çok aşırı hatta göz kamaştırıcı parlaklıkta kariyerim, içinde louis vuitton, prada markaları olan dolabım ve kocamaan bir bahçem var. Hey maşallah. Sevgilime gelirsek; boyu 1.82, saçları kumral gözleri ela, gençliğinde "zeki ama çalışmıyor kerata" diye tabir edilen, aynı şekilde pasınpasınınparlağı bir kariyeri olan, ferrari arabası; onun da plakası "34 KK 20**" olan (açılımı 34, Kupa Kızı, tanıştığımız tarih ) giyinmeyi bilen, anlayışlı esprili, kıskançlığı dozunda bırakan, basketbol dalında gençliğinde birinciliği olan(bence çok tatlı oluyorlar) bir insan evladı. 
10- Beğendiğiniz ve Beğenmediğiniz huyunuz?
-
Beğenmediğim huylarım sıraya dizilse ekvatoru ikiye katlar şerefsizim. Bazıları; çok çabuk sinirlenmem sinirlenince de kendimi tutamam, ağzıma geleni sayabilmem, çabuk bağlanmam, herkesi "sütten çıkmış ak kaşık" sanıp güvenmem, kıskanç olmam vs. -Beğendiğim huylarım sevdiğim birini sonuna kadar korumam, fikirlerimi savunmam, dostlarıma önem vermem, adil olmam filan falan
11- Keşke yapsaydım ve keşke yapmasaydım dediğiniz olaylar?
-Baya bir var açıkçası ama çok uzun ben de yoruldum, boşverelim o yüzden
12- En sevdiğiniz renk?
-Beyaz.Asil olduğunu ve masumiyeti simgelediğini düşünüyorum
13- Nasıl bir kişiliğe sahipsiniz?
-İnatçı, renkli. Hiç bir zaman bazılarının dediği gibi kendini beğenmiş olduğumu düşünmedim, hatta beni yakından tanıyanlar bilir kendini hiç de beğenmemiş bir insanımdır. Eğlenmeyi kendimce bilirim, gülmeyi çok severim. Gülüşüm de çok taklit edilir ayıptır söylemesi, "fare ciyaklaması ve ingilizce hocamızın öksürüğü karışımı birşey" olarak tanımladı biri =D ee sevdiğim zaman çok severim, sevmediğim zaman da sevmem. Sevmeyince de kimsenin yüzüne gülemem, ama bu bana çok kaybettirdi. Kitap okumayı severim, ya da gezmeyi. Ataköy'de otururken bazen haftanın 7 günü Bakırköy'de gezdiğimi biliyorum. Böyle yani
14- Ne tür müzik dinlersiniz?
-Her tür dinlerim ya. En çok pop-rock, ama arada babamın cdlerinden klasik müzik de dinlerim, metal de
15- En sevdiğiniz şarkı ve nedeni?
-Rafet El Roman-Yakamoz. Nedenini bilmiyorum, belki yakamozu çok sevdiğim için belki sözleri beni anlattığı için.
16- Bir şarkının müziği mi sözleri mi sizin için daha etkileyicidir?
-Sözler. Bir insanın bedeni ve ruhu gibi düşünüyorum ben, ruhu müzik; bedeni sözler. Ruhu özü; ama insanı ilk etkileyen bedeni.
17- Sevdiğiniz var mı - ona buradan ne söylemek istersiniz?
-Yok, vallahi de billahi de şükürler olsun ki yok.
18- Yaptığınız en büyük çılgınlık?
-Hmm, bilemiyorum şahsen. Allah'ın her günü ufakta olsa bir çılgınlık yaparım, eğlenmek için. 
19- Sevdiğiniz için neleri göze alırsınız?
-Kendimi. Eğer gerçekten seviyorsam bana zarar gelmesine izin verebilirim onları korumak adına.
20- Sizi sevenin sizin için neler yapması hoşunuza gider?
-Düşünceli bir şeyler yapması. Ne olduğu ve ya pahalı olması önemli değil. Yaptığı şeyin ince, benim ilgime odaklı ve düşünceli olması önemli. Açıkçası Naylon Prenses'in yoldaki kestaneciden; beni dövmeye çabalayan çiçekçiye, bizim gruptaki herkesten aşık olduğum kitapçıya "NP Seni Çok Seviyor", "İyiki Varsın Kupa Kızı" vb. pankartları  tutturduğu video hayatımda aldığım en manalı hediye benim için.
21- Sevdiklerin - Özlediklerin - Korkuların?
-"Seni Seviyorum" dediğim herkes- Kaybettiğim herkes- "Seni Seviyorum" diyebildiğim insanları kaybetmek
22- Şu an ruhunun olmak istediği yer? 
-Bir orman. Yemyeşil ve ortasından şelale akan bir orman. Tabii önceden içindeki böcekler toplanırsa çok müteşekkir olurum. Ama cidden ihtiyacım var şu aralar
23- İzlemekten keyif aldığın TV programları neler?
-Tv programı dedin diye talk show yazacağım. Beyaz Show'u ve Beyaz'ı seviyorum, esprilerini ince ve kırmadan, zekice yapabildiği için. Okan Bayülgen'den de nefret ediyorum, Beyaz'ın yapabildiği bu şeylerin hiçbirini yapamadığı için. Yabancı talk showcu olarak Jimmy Fallon ve Jay Leno'yu beğeniyorum. Dizi olarak How I Met Your Mother'a da tapıyorum.
24- Hayatta en çok kıymet verdiğin insan?
-Babam. Her ne kadar annem çok daha iyimser ve uysal olsa da; bana göre bu dünyada bana en çok benzeyen insan. O yüzden onu kaybedersem ne yaparım bilemiyorum.
25- Hayvan besliyor musunuz?
- Bir gün babam bana balık aldı, o gün onlara 1 yıl yetecek yiyecek verdim, ki bunu sonra anladım. Ertesi gün suyun üstünde yatıyorlardı. Bir de kaplumbağam vardı, o da kış uykusuna yatmış; öldü diye gömdürdüm. Kısaca "ben hayvanı değil, hayvan beni beslesin."
26- Yarın kalktığınızda bir hayvan olarak uyanacaksınız... Hangi hayvan olmak isterdiniz?
-Bu soruyu çok düşündüm. Galiba köpek olmak isterdim.
27- Ailen mi - Sevdiğin mi daha önemli?
-Ailem. Sevdiğin mi dostların mı deseydin de dostlarım. Hiç bir zaman sevgilisi olunca arkadaşlarını ve ailesini boşlayan kızları anlayamadım.
28- Karşı cinste hoşlandığın tip?
- Ohooo, bütün gece sayabilirim =D ama kısaca, uzun boylu(uzun boy takıntım var, ciddi var ama) kumral, giyinmeyi bilen ve espriden anlayan
29- Aşk herzeyi affeder mi sizce?

-Öncelikle herzey değil, söyleyeyim dedim. Ve hayır bence affetmez, zaten ortada "affedilmeyecek hatalar" varsa bu aşk değildir.

3 Temmuz 2011 Pazar

Samimi olduktan sonra yazabilirim :)

(Bu arada anlaşıldığı üzere ben ATSK)Ya hayat cidden zor.Artık rahat istiyorum lan!!!Yok oradan bir kazık yok Sert çocuk'un arakadaşlarının hakaretleri yok onla kavga ettim bunla bunu yaşadım.Bu ne lan?!!! Vallla bu hayatı çekilir kılan o kadar az şey var ki.Zaten hayatım gelecek üzerine kurulu gibi.Her hayalim gelecekte.Yani şuanlık bok yemeye yaşıyorum.Ama kararlıyım lan üniversiteye bir geçeyim buraların tozunu attırmazsam ben de Atsk değilim!!!Çok büyük konuştum ama öyle.Özgürlük üniversitede hem aile destekli hem özgür yaşam. Kebap valla!!Ama ayrı ev lazım.Sonuçta giriş çıkış saatleri ve bir yere giderken açıklama yapmak kasıntı.Ama ayrı ev olmasa da hayat güzel olacak.Yani iinnşşaallllaahh!!Tabii ayrı ev içi n kirayı ve faturaları paylaşacağım bazı manyaklar olmalı.Yani şu 3lü.Her ne kadar onların planında eve temizlik yapmak için alısam da bok!!Böyle olduğuma bakmayın odayı bok götürüyor.En nefret ettiğim şey oda silmek,dolap düzeltmek.Ama yemeği yaparım.Bu konuda cidden güveniyorum kendime.Lan kajulu kurabiye yapabilen kaç kişi var?! :D Gerçi benim hayalimdeki ev bunlara uymaz hem bunlar amerika diye tutturuyorlar.Ben burada kalıp ilk gördüğüm anda dizlerimi titreten üniversitede ve çok farklı bir evde kalmayı yeğlerim.Tamam yine uçtum.Ama mutluyum.Hayallerimin çoğu şimdiden yııkıldı.Bu yüzden aslında hayal kurmayacağım demiştim.Ama bu farklı yani.Neyse ev muhabbetini kapatıyorum.Yazıyı da bırakıyorum zaten.
          Yeni yazılarda görüşmek üzere :) ;)

Kupa Kızı Der ki;

   Yaz geldi, benim beyin hücrelerim öldü. Bütün gün selülitlerime bakıp dondurma yiyorum. How I Met Your Mother'ı bitirdim, herkese öneririm. Vampire Dairies'e verdim kendimi. Yalnız o Damon nedir heheeyyt yavrum benim be. Gel benim kanımı iç demek geldi kalbimin derinliklerinden.
 

Gezelim mi?

Naylon Prenses der ki, fuck you all.


Sevgili atsk!!!!!!!!!!! ,artık yirmi tane ünlem koymaktan vazgeç. Ayrıca "ben de"  eskisi kadar yakın değilim  ne demek? Tamam kk bir davranışıma kızmıştı, ama artık bir önemi kalmadı bilmem anlıyor musun. Benimle eskisi kadar yakın olmak istemiyorsan bu senin sorunun, ben seni hala eskisi kadar seviyorum.

Çok gezerim ben. Ailem sağolsun ama bu yaz tatili kısa kestiik.Bodrum'dan döndüm beyleer. Yeaah.Borum bodruum hey. Bol bol yüzdüm ve "gölgelendim". Birazcık kafamı boşalttım işte. Bol bool da fotoğraf çektim. Annemin değimiyle otu boku çekip sanat yaptım :D
Tatlı çocuk kestim tabiiii, ama şans bu sefer bana gülmedi ve apaçi garsonlara kaldık.Apaçi diyorum saçıyla falan böyle. Nasıl mı oldu? Anlatayım.
Kaldığımız otelde çoğunlukla yabancılar vardı, bzim aile de birazcık yabancı gibidir hani. Birazcık diyorum hepimiz sarışın ve mavi gözlüyüz. O yüzden bize helooğ, havaryoo gibi tepkilere şaşırmıyorum artık.
Ama bu garsonların bakışı bir başka dünya yani. Bi de bikaç aile gittik, bikaç kızız aynı yaşlarda.İlk günden göt ettim hepsini. Neyse işte bu olaydan sonra garsonlarla bööyle tip tip bakışıyoruz tüm yemeklerde. Bi gün *Sırık ve ben geç kaldık öğlen yemeğine, yemek alıyoruz ama kimse kalmamış açık büfede. Büfenin üst kısmında cam var , o aradan bir jöleli kafa çıktı vıjk diye "merhaba" dedi ama daha çok merrhağbaağ gibiydi, ibrahim tatlısesi düşünerek şeedin işte.
Zaten bizim garsonlar tam olarak şöyleydi:
O kafa ordan çıktı,
-Merhaba bişey söyleyebilir miyim?
- ee şey evet
-  gezelim mi?
-gezelim derken?
-babanızdan izin alın siz, bizim arkadaşlar da istiyur, gezelim diyuruz bu akşam
- he bilmem ki
- siz akşama haber verin (burda göz kırpıyor) ve gidiyor
Ve doğal olarak biz gülmekten yerlere yatıyoruz.
Şimdi ne zaman biri dışarı çıkmaktan bahsetse, usulca yaklaşıyorum ve gezelim mi? diyorum