Bu Blogda Ara

13 Haziran 2012 Çarşamba

Ne hakkında yazacağımı... Buldum

  Şu aralar en çok hissettiğim şey yalnızlık. Hatta bunun için şiir bile yazdım ama bence kimse görmemeli. Saat sabahın üçü ve ben açım. Seçeneklerim bilgisayarı kapayıp uyumak, tıkınmak ve ya resmime devam etmek. Doğru seçenek, hiç birini yapmayacağım.
   Küçüklüğümden beri birinden hoşlanmadan duramam. Hani hiç olmadı dizilerdeki karakterlerden hoşlanıyordum o derece maldım. (Arada hala yapıyorum) O kadar zamandan sonra şu an kimse yok, hiç kimse. O boşluğu size anlatamam, bazen çok güzel geliyor. Hatta belki de dünyadaki en eğlenceli ve özgürce şey gibi, tek olmak. Niye böyle programlandım bilmiyorum ama bu düşüncelerim en fazla 5 saniye sürüyor. Düşünecek birini istiyorum, bünyem istiyor. Hayat amacım yok oluyor sanki, ki zaten yok nereye yok olsun. Ya da var mı lan? Şu pin kodu mu ne var ya, orada "çevrenizdeki insanların hayatını güzelleştirmek çıktı. Boşuna "içelim güzelleşelim" demiyorum, kanımda var işte. Evet saçmalamaya geldim bundan sonra da hep bu şekilde yazmayı planlıyorum aslında. Neyse, hepinize iyi geceler öpücüğü yolluyor ve kaçıyorum
                                                                                                        -KK.

10 Haziran 2012 Pazar

Bir sorum olacaktı

   Sizce kendinden küçük bir çocuktan hoşlanmak caiz midir? çocuk büyük dursa, uzun olsa, sizden bi yaş büyük kızlarla çıkmış olsa, fikirleriniz uyuşsa ve yakışıklı olsa bile? Kafam çok karışık bloggerlar yorumlarınızı bekliyorum

2 Haziran 2012 Cumartesi

Mim varmış!

Sevgili Enes bizi mimlemiş. O zaman çok teşekkürler ediyoruz ona burdan, annesine babasına ve hala kızına selam ediyoruz.
  
   Mimin konusu bizi mutlu eden şeylermiş. hmm. Beni neler mutlu ediyor lan? Çikolata? Kıvanç Tatlıtuğ? Tamam ben size bir sıralayayım.
Yürümek:
  Yok hani cidden mutlu ediyor, kendime geliyorum. Ama trigliserit attığım için de olabilir. Ya da kilo verdiğimi düşündüğüm. Çok yürürüm, bu sene pek yürüyemedim fakat ki kışın acısını yürüyerek yazın iyice çıkaracağım
Resim Yapmak:
  Aslında şu an aklıma almam gereken yağlı boya takımı, ince ve orta fırça ayrıca 2 adet büyük tuval, onların masrafı geldi ve içime oturdu kamp kurdu. Olsun canım şey yaparız, biten boyalardan alırız. Yaa ama var ya tek renk küçücük boya 4 lira tabi bu ülkede sanatçı yetişmez
Dans Etmek:
  Dansımı görmenizi isterim gerçekten. Güzelliğinden değil, saçmalığından. Eğleniriz ama gelin siz beraber ederiz hatta bir ara
Kitap Okumak:
  Bayağı severim okumasını, çoğu insan tipimden beklemez belki. Hatta sınav zamanı kitap okumaktan sınava çalışamıyorum o yüzden sınav zamanı almıyorum. e benim yılda 8 hafta sınav haftam var? Al sana bu ülkede neden kitap okunmuyor bunu da açıkladım (Kendimi yine de muaf tutuyorum ha)
Arkadaşlarımla Olmak:
  Bu belki de başta olmalıydı. Arkadaş takıntım var benim. Onlarsız yapamam gibi hani, bir şey olduğunda ilk onları ararım her şeyimi anlatırım. Bir kaç tanesini kendimden çok severim elimden geleni yaparım. Tabii bir araya gelince komedi programı tadına geldiğimiz bir grubumuz var, aptal dörtlüyü de barındıran. Herhalde beni en mutlu eden şey bu
Şiir Okumak/Yazmak:
  Yazma konusunda o kadar iyi değilim herhalde ama okumayı çok severim. Kitaplığımın bir bölümü sadece şiir kitabı, çoğu ezberimde. Mutsuz olduğumda da açtığım ilk şey de Özdemir Asaf. Şu aralar da hafif bunalımdayım aslında. Neyse.

                     mim için Enes'e çok teşekkürler, öpüyorum KupaKızı