Bu Blogda Ara

25 Kasım 2011 Cuma

pianoyu "payano" diye okumak

  Cidden ingilizcem kötü değil. Nasıl yaptım bilmiyorum ama hoca bile Kupa Kızı denince, "hangi Kupa Kızı, payano olan mı" filan diyor. Bir de çok dans edesim var ama ayağımı kaldıramıyorum. Zekeriya Beyaz Hoca'ma soruyorum, Hocam bu caiz midir?
   Ayhan Sicimoğlu'nun prodüktörlüğünü yaptığı bir cd var, "En Estambul" isimli. İlk şarkı da aynı adı paylaşıyor, latin müziğine yatkın biriyseniz feci öneriyorum. Öpüldünüz

23 Kasım 2011 Çarşamba

bira? -yok. tekila? -yok. toblerone? -yok. pizza? -yok. pardon pardon yaşıyor musun sen aptal kovboy? -yok.

hmm size bahsettiğim biri vardı hani kuzenim bulmuştu,sanatsaldı,itüde okuyordu,fransız ayakkabıları giyip papyon takıyordu.heh işte o çocuğu üç aydır görmek istiyordum ve artık rüyalarıma giriyordu ki tam o dönemde yani geçen hafta ben bu çocuğu gördüm.oturduk muhabbet falan ettik.tatlı tatlı bir şey.ama arkadaş oluruz anca diye düşünmekteyim.neyse neyse o da yeterli özünde yani bu çocuk hayatımda gördüğüm en çok bana benzeyen erkek sanırım.benden daha sanatsal hatta o derece.yaşıtlarımdan beklemicek bir davranış bu.yaşıtım değil üç yaş falan var aramızda ama 3 yaş ne ki? cem adrian konserine gitmek kısa film çekmek gibi hayallerimiz de mevcut tabi.

bu hayatta kilo kilo kilo diye bir problem var.acı ama gerçek.ben de baktım bu kilo olayı dur durak bilmiyor hop düştüm yollara.gittim doktora."usta bana tak iğneleri" dedim.yok yok öyle olmadı "şey merhaba ben akupuntur taktırcaktım" dedim.sağolsun saglam geçirdi hemen iğneleri.ama acımıyormuş onu algıladım.bir de kol gibi bir diyet listesi verdiler.ya içinde çikolata yok.içki yok.yaa balığı bile kızartma yiyemiyorsun o derece.onu bunu geçtim pizza bilem yok.ama hayatımdaki bütün güzel şeyleri çıkarınca bu iğnelerle bir iki ayda fıstık gibi olabilirmişim.fıstık gibi olmak mı,çikolata içki pizza mı? diye baya bi gittim geldim ama kalbim her ne kadar "bira,tekila,pizza toblerone" dese de mantığım "aptal kovboy sikcem kalbini az zeki ol başla şu diyete mutlu ol" dedi.bunun üstüne bir daha düşündüm dedim kalp kalp dediğin nedir gülüm? ve mantığımı seçtim.hala mantığımın yolundayım.mantığım olaya bir de dip not düştü,eğer kilo verirsen yeni çocukla kanka değil sevgili olursun gibisinden.hop o noktada "kalp kim? o ne? ne zaman icat edildi?" dedim o tarz bir durum yani.bilmem anlatabiliyor muyum?

oldu o zaman.
ben yarın yine can bonomo'dayım bir gelişme olursa gelirim buralara.bir de kilo verme olayımı buraya sürekli yazacağım.
 hadi muhabbetle  
                                                      aptal kovboy*

20 Kasım 2011 Pazar

Defterimde "gökyüzünde dans" teklifi

Öncelikle merhaba ben ATSK!! Ünlem sevdalısı da denilebilir :D. Her neyse konumuza dönelim yani deftere.
  Şimdi ben biyoloji çalışırken defterimde bir yazı gördüm.Hiçbir zaman günü gününe tekrar olayını beceremediğim için o yazının oraya ne zaman yazıldığını da bilmiyorum.Aynen şöyle yazıyor defterde ''Benimle gökyüzünde dans et küçük prenses''. Ama böyle salaş tam okunmaya bir yazıyla yazılmış ve kimin yazdığını bilmiyorum.

    İlk başta Farklı yazdı sandım.(Farklı lisede edindiğim bir arkadaş)Ama o değilmiş.Sonra ona yazıldı sandım çünkü arkadaş baya popi bir tip.Yavşayanı filan da vardı, o sandık.Ona sorduk o da değilmiş!!!!!Hem zaten fark ettim ki defterinde ilk sayfasında dışarıdan görünecek şekilde benim adım yazıyor.O zaman bunu yazan kim?!!Şimdi iki seçenek var.

1. Benle dalga geçilmiş olabilir.Yani biri yazıp benim ne tepki vereceğimi merak edip dışarıdan eğlenmek istemiş olabilir.Ki bence en mantıklı olan sonuç bu(Zaten iki sonuç var lan neyin dalgasındayım?! :D)) Ama Kupa Kızı bunun olmayacağını düşünüyor.Çünkü bu söz dalga için yazılamayacak kadar güzel :D

2. Biri cidden bunu bana yazmış! Bu korkutucu,güzel,heyecan verici bir olay :) Çünkü söz çok çok hoşuma gitti ya!!Ve ben hayatımda böyle bir şey hiç yaşamadım hatta bir vaka dışında beni sevdiğini kimse yüzüme söylemedi.O vakada sayılmaz zaten çocuk çok yavşaktı. Böyle bir durumda tabii elim ayağıma dolaştı resmen ya kalbim deli gibi çarpıyor valla ya! Acaba bu ciddi yazıldıysa kim yazdı?! Hem nasıl yazdı yani kimseye görmeden defteri ele geçirip nasıl yazdı?!Bu sorular cevap istiyorum ben!! Ya nasıl bir durumdayım şuan onu bile bilmiyorum :S

   Bir de bu kadar heyecandan sonra dalga çıkarsa göt olurum.Ya düşündüm de bu yazının sırrı çözülsün de ben göt olayım buna bile razıyım yani!

19 Kasım 2011 Cumartesi

Günümüz gençliğinde "Justin"i kullanarak hakaret etmek

   Şimdi Allah aşkına kimse buraya "Justini seviyorum ben" "Onunla evlenecem oğlum, evleneceğim adam hakkında doğru konuş" falan demesin. Geçen Naylon Prenses birine hakaret edecek, "Kapıcımın oğlunun kafasındaki bitten 2 sonra seviyorum seni" de, dedim. "justin bieber'dan bir sonra seviyorum" demiş, nasıl güldüm belli değil. Yapılabilecek en iğrenç hakaret buydu bence

Karpuz Güzeli

  Sınıftaki adım bu. Bi de aptal sarışın. "Sarışın değilim oğlum ben, kör müsünüz?" diyorum, hala iddia ediyorlar. Artık yolda adam durdurup sorduk, onlar da sarışın dedi. Bu milletin sarışın algısına sıçayım. Bir de neydi hah "garip saçlı kız". ama en çok aptal sarışın. Bir soruyu bilemedim ya misal "Sarışın yaa" "Hahaha sarışıııın". Başka bir şey yazacaktım ama kendimde o mecali bulamadım. Öyle yani, ben sarışın değilim herkes bilsin yani. Tabii bu cümlelerden sonra ben bil e "sarışın mıyım lan ben. Başka türlü bu kadar malca konuşamam" dedim ama olsun

17 Kasım 2011 Perşembe

Öküzlük budur.

  Ciddi öküzüm ben ya, gerçekten ama. Tabi ben Kupa Kızı. Benim için çok değerli olan bir arkadaşım var, gerçekten kardeşim gibi gördüğüm, her kötü anımda yanımda olan, neşelendiren ve çok güvendiğim. Geçen gün telefonda konuşuyorduk, konu yaşa geldi. Yaşıtız,sadece ay farkı var. Konuşma şu:
Kupa Kızı: Ben senden büyük müyüm lan? Bayramda elimi öpersen bir lira veririm.
A: Bilmem Kupa Kızı, büyük müyüm düşün?
KK: (Burada doğum gününü unuttuğumu farkettim ve dumura uğradım) Ee bayramda bir yere gidiyor musunuz ya?
  Sonra konu değişti, ama yine sordu tabii ki, sormasa şaşarım zaten.
A: Kupa Kızı benim doğum günüm ne zaman?
KK: (Kahkaha attım) Eee şey ee ekim, yok yok kasım. Kasım mı lan? (burada panik oldum) Ohaa geçti mi yoksa, A, çok üzgünüm ciddi unuttum ya nolur affet ayy inanamıyorum kendime, geçti mi? Geçmedi de nolur
A: Dalga geçiyorsun değil mi?
KK: Geçti mi yani? Ekim doğumlu muydun sen ya? Kasım mıydı? Ee çok ama çok aşırı üzgünüm ya dur hatırlayacağım, olur kapatma.
A: (Burada kızın sesi çok değişti) KK, sana harbi inanamıyorum. Kasım mıydı ekim miydi onu söyle?
KK: Ee ekim yaa ekim. Ya da kasım. off bilmiyorum
A: Görüşürüz KK, gerçekten çok sinirliyim sana karşı konuşamayacağım

dedi ve yüzüme kapadı tabi ki.

  İlginç tarafı, sonra hatırladım ki doğum günü 12 ocaktı

11 Kasım 2011 Cuma

şimdi o bana sarıldı desem kaçınız inanırsınız? inanmayın lan ben bile inanamıyorum.

hayat tuhaf gençler öncelikle şunu sağlam bi anlayalım.
yazdan kalma bir günde (neden bilmiyorum ama aradan zaman geçmiş olayları anlatmadan önce bu cümleyi söylemeyi seviyorum.korkmayın lan hemen sadece 3 gün önce olan bir şeyi anlatacağım) bir salı günü (bu hafta içinde olan salı o salı) ben bi arkadaşımla buluştum(evet uzun bir zaman sonra ilk defa bir arkadaşımla buluştum.o ayrı.çünkü ben asosyalim). oooooof oooof çok karıştı konu böyle birazdan niye girdim lan bloğa ne yazıcaktım? havasına bürüncem. konuyu baam diye anlatmaya şu an karar verdim.evet en baştan başlıyoruz


ben geçenlerde bir arkadaşımla buluştum.sonra aklıma karamelin(umarım onu unutmadınız onu yani o benim yaklaşık 2 yıldır plotonik olduğum bir insan hoş unutmuştum bi süredir ama...) kardeş gibi oldukları çok yakın bir arkadaşı geldi.biz de onunla çok yakınızdır.işte aradım onu falan nerdesin muhabbetleri bıdı bıdı.aynı yerdeymişiz meğer.oh ne hoş gidiyim göriyim özledim onu da ya falan modundaydım.sora yanına giderken çocuğun şey dedim yanımdaki arkadaşıma "ay düşünsene karamel de yanındaymış falan.valla aylardır anca topladığım psikolojimi beş dakikada çökertir" daha sonra karşımda karamelin arkadaşını gördüm ve kafamı milim sola kaydırmamla karameli.tabi ki ŞOK ŞOK ŞOK moduna girdim.gittim arkadaşına sarıldım falan sonra karamele arkamı döndüm(biz genelde merhabalaşmayız bile çok nadir konuşuruz.) bu aptal kovboy dedi döndüm arkama tam elimi uzatıyordum merhabalaşmak için ki bu sarıldı öptü nasılsın aptal kovboy dedi.evet bu andan sonra söz sende birand.yok yok öyle olmadı söz bende kaldı. ardından aynı masada uzunca bir süre oturup muhabbet ettik.yaa ben onun yanında özünden titrerdim önceden ama bu sefer öyle olmadı.tuhaf.ama öptü yani.

aşk bu dünyanın başına gelmiş en saçma şey. o yüzden olmuyorum ben artık.net.karamelle de arkadaş modu falan işte. sakın ha  aşık olmayın.bak ciddi saçma ya öyle böyle değil.

                                                                                                                   aptal kovboy*

7 Kasım 2011 Pazartesi

Bu çocuk, bu çocuk

  ATSK, resim koydum diye kızdı galiba. Affetsinler prensesimiz. Selena Gomez asla sevmem ama şu élove you like a love song" şarkısını bir çocuk söylüyor, bana göre kızdan daha iyi. Ayrıca çocuk çok tatlı, ayrıca ve ayrıca sözleri dinledim de aslında gerçekten güzel

It’s been said and done
Every beautiful thought’s been already sung
I guess right now, here’s another one.
So your melody will play on and on with the best of ‘em
You are beautiful like a dream come alive, incredible.
A sinful, miracle, lyrical.


3 Kasım 2011 Perşembe

ne diyorum lan ben?

hayat zor mu ?
-bilemedim ki bak şimdi
işin özü sadece yazmış olmak için yazıyorum... yok yok öyle değildi o yazıyorum lan işte.
hayat zor malum yolları bir hayli pürüz.ne diyorum lan ben? valla içmedim.ama vodka bayıldır su ayıltır. heeey! duş almam lazım abiii ayılmam gerek.evet şu an kafamın güzel olduğu konusunda hemfikiriz sanırım ama değil sadece doğuştan gelen bir şey bu yani ben doğduğumda vücudumdaki temiz kan tekila,kirli kan viskiydi.süt yerine rakıyla beslendim ben,o zamanlar tek bir mantık vardı özünde "ikisi  de beyaz".ama bebekken bana bira vermediler.bira çiş yapar bez yetiştiremeyiz dediler.büyüdükçe sevdim ben de onu sevdikçe bağlandım (bak yine şahane saçmalıyorum).ben hayatım boyunca hiç alkolik olmadım hep düzenli içiciydim ki önemli olan buydu zaten.mesela ben başladığım içkiyi bitirmeden kalkmam masadan büyüklerimiz öğretmedi mi "başladığın işi bitir" diye? aynen o tarz bir mantık benimki de.yazıya başladığımdan beri de ya yazı silinirse diye düşünüyorum sanki çok mükemmel yazıyormuşum gibi.arada kendime ana bacı sövmek istiyorum yok yok sadece istemekle kalmıyorum yapıyorum hem şey denmiyor muydu istemek yapmanın yarısıdır? öyle miydi o?

olum baktım da kafiye olayının amına koymuşum (sevmem özünde çaktırmayın).şiirsel gibi olmuş satır satır mı yazsam lan bunu.neyse onu sonra bi ara düşünürüz şu an kafam bulaşık teli oldu.

içmedim ulan içseydim söylerdim.samimi söylüyorum bak.kafanı yorma böyle şeylere.hepiniz çok çılgınsınız aslında.

                                                                                                               aptal kovboy*