Bu Blogda Ara

25 Şubat 2012 Cumartesi

bir kuş boku gördüm sanki.

gayet hoş bir ortam.herkes gülüyor,eğleniyor.coşku çok yüksek.arada şarkılar falan kopuyor.muhabbet almış başını gitmiş.bir neşe bir neşe.ve ardında bir ses geliyor.ŞAAAAAP! herkes irkiliyor."ne oldu ya?" tarzı sorgusala bağlıyor,gözler aynı anda ATSK'ye yöneliyor.sonra da koluna."o ne o? şeeey o yeşili diyorum.kuş boku mu o?" ve evet tam bu noktada kahkahalar yükseliyor.birileri arkasına dönüyor "abi bana göstermeyin.valla midem bulanıyor.hiç böyle kuş boku görmedim ööööhööög."diyor.birileri olayı algılıyor ve garsona "garson beeeeey bize acil peçete verin ama çok aciiiiil!" diye çığırıyor.aradan akıllının biri çıkıp "ATSK piyango,loto falan oynasana.çok coşarız."diyor.ve ATSK "lavabo nerdeeeğeee?" diye garsona acınası bağırıyor.tam burada az da biraz daha da coşuyor herkes.

piyango falan oynayaydı iyiydi be abi.


not:burdan da anladık ki mekanların üstü açık kısımlarına oturmamak gerekiyormuş.
                                                                                        

                                                                                                      aptal kovboy*

24 Şubat 2012 Cuma

böyle de bir malım.

bugün bankaya gittim ve farkına vardım ki bende banka fobisi var.sanki her an içeri kar maskeli adamlar girecekmiş "bu bir soygundur." diyecekmiş ve elindeki çuvalı bankacıya doğru atıp "doldur ulan!" diyecekmiş gibi geliyor.hatta bu yüzden bankada sıra beklerken kapıya yakın koltuklarda oturuyor,soyguncu gelirse nereye saklanacağımı planlıyorum.çok dizi,film izlemekten oluyor bu şekil galiba.küçükken de böyleydim ben.sürekli gittiğim evlerde orda olabilecek durumlara karşı saklanılacak yerler arardım.

                                                        aptal kovboy*

mim diyorsun sen?

yine bir mim ve yine enes.burdan enes'e selam olsun.başlıyorum o zaman.


soru 1:en çok sevdiğin şey nelerdir ve nelerden hoşlanırsın?
oldukça şey var özünde ama sayayım şöyle az biraz.sergi,konser,şiir matinesi gibi yerlere gitmeyi çok sever ve büyük zevk alırım.bu aralar pek vakit bulamasam da kitap okumayı çokca severim.filmlere karşı büyükce bir zaafım var.vakit buldukça izlemeye çalışır,olmadık yorumlar yapmaya bayılırım. fotoğraf çekmek de hoştur ve kalıcıdır.severim o şekil de. hayvanlarla ilgili birtakım olaylara da oldukça sempatim var.bir de aptal dörtlü ekibiyle takılmak beni çok mesut eder.

soru 2:bilgisayarda vaktini nasıl geçirirsin?
açıkcası çok da kullanmam bilgisayarı.sadece blog için giriyor tarzı gibiyim biraz.müzik dinler,bloga üç beş zırvalar,az biraz twitter'a bakarım.facebook tarzı sosyal ağlar kullanmıyorum(saçma da buluyorum çok).


soru 3:en sevdiğin filmler nedir?
bana sorulabilecek en zor soru bu olsa gerek.aşırı derece de diyemesem de izlerim bayağı bir film.ama a beautiful mind'ın yeri pek bir başkadır.dead poets society de oldukca değerli filmlerdendir.jeux de fants en beğendiğim aşk filmi sanırsam(çok aşk filmi izlemesem de bu iyi onu algıladım).fight club.... daha da  uzatmak istemiyorum yoksa önümü alamam.

soru 4:şu aralar almak istediğiniz bir şey?
bir mesaj :(    (bak üzüldüm yine)

soru 5:şu sıralar ne dinliyorsun?
bir rocknrolla olarak,taktım şu eurovision şarkımıza.beğendim de.büyük ev ablukada var bir de.çok pis kafasını yaşıyorum bu aralar.yeni olarak dinlediğim bir şeyler yok sanırsam.her zamanki gibiyim.the beatles,the kinks,multitap,can bonomo tarzı vb.


                                                                                                aptal kovboy*

23 Şubat 2012 Perşembe

Mimim var bacım gel geelll

  Sevgili Enes bizi mimlemiş. Bi kaç soru cevaplıyormuşuz galiba, buyrun cevapladım

Soru 1:En çok sevdiğin şey nelerdir,nelerden hoşlanırsın?
  Hmm. Bayağı şey var aslında nereden başlasak ki. İzlediğim bi kaç yabancı dizi var, boş zaman buldukça izliyorum moralim onlarla düzeliyor şahsen. Biri How i met your mother, biri two and a half man diğeri de Big bang theory. Dans etmek gibi bi tutkum var, gerçekten benim kadar seven az insan gördüm Aptal Kovboy nadirlerinden biri. Danstan doğan bi müzik sevdam da var, sesim güzel değil fakat ki orta düzeyde gitar çalabiliyorum, farkettim ki bi kaç gün müzik dinlemezsem moralime sıçılıyor. Karakalem yapmayı seviyorum, yağlıboya da deniyorum şu ara ama ona alışmam zaman alacak gibi. Alışverişi, yürümeyi, dışarıda olmayı hobi gibi seviyorum bırak beni yorgun değilsem akşama kadar yürürüm ki bi ara yürüyordum da. Bizim aptal dörtlü ile takılmam en büyük eğlencem, boş beleş biri olduğum için asla "işim var, dersaneye gidicem, ders çalışcam" demedim şu güne kadar. Çağırın gelirim hani. 
Soru 2:Bilgisayarda vaktini nasıl geçirirsin?
  Facebookumu kapattım asla da pişman değilim, bana göre çok saçma bir ortam. Twitterda sayılı tweetim var, daha çok tumblr çocuğuyum şu ara. Sekmelerimde blogger, tumblr ve fizy mutlaka açıktır, çoğunlukla da yabancı diziler.
Soru 3:En sevdiğin filmler nedir?
 Hmm. Bu soruya hiç net cevap veremedim. Bi kaç tane sıralayayım; Forrest Gump, The Letters from Juliet, Hangover1 ve 2, Green Mile, Seni Uzaktan Sevmek, Evdeki Yabancı, 
Soru 4:Şu sıralar almak istediğiniz birşey?
 Aklımda bir sürü kitap var onları almak istiyorum. Şöyle bir kıyafet alışverişine çıkıp mağazaları boşaltsam da hoş olur hani. Profesyonel fotoğraf makinesi, 10 kutu nutella veee renkli toğuklu ayakkabı koleksiyonu şahsen beni mutlu eder. Ki kimi etmez bilemiyorum
Soru 5:Şu sıralar ne dinliyorsun?
Nirvana- "Smells like teen spirit"e takmış durumdayım. Green Day- "Holiday", Metallica -"Fade to black", Zaz- "Les passants", foo fighters- "Kung foo fighting", Gun's and Roses- "14 years", son olarak da Beatles- "Can't buy mo love" diyor, bitiriyorum. Kim isterse kendini mimlenmiş saysın yapsın
                                                                                                    -KupaKızı

19 Şubat 2012 Pazar

Ben de kurdum hem de herkese açık selamlık

  Yani nimetleri paylaşmak güzel bence. Hiç olmadı oturur karşılarına izleriz. Enes'ten de özür diliyorum mimi gördüm ama yapamadım ben, vakit kardeşim çok çabuk akmıyor mu? Bi de mim konusunu kim bulduysa helal olsun hep selamlık kurmak istemiştim

1.)Francisco Lachowski
Aklınıza gelen ilk cümle "Yerim ulan seni" olmuyor mu? benim öyle şahsen. Ah Francisco ya sen selamlığa bi gelsen var ya valla hiç üzmeyiz seni oturturuz bi de nutella eaöğ gerisi kötü içerik

2.)Ian Somerhalder:
Kabul, Vampire Diaries izleyenlerle başta dalga geçsem de sırf senin için izledim Damon'cuğum. Sürüşüne yollar bakışına da ben hastayım. İstanbul'a uğrarsan hep buradayım senin için

3.) Çağatay Ulusoy:
Seni sırf şu burnun için bile alırım haremime. Pardon selamlığıma. çok aşırı sempatik gülüyorsun iyi hoş yani bence

4.)Zac Efron:
Küçüklüğümün unutulmaz "High School Musical" günlerinin herosu. Hala o fikrimi değiştiremiyorum bazen, şu dünyaya gelmiş en "hokka gibi çocuk"sun.
5.)Barış Kılıç:
 Saçma bir dizide oynuyorsun ama yüzünden erkeksilik akıyor resmen, o dizide çağatayla kapıştırdığım kişisin

6.) Johnny Depp:
Oyunculuğuna girmiyorum bile. Onun için bile sana aşık olabiliriz, ama üstüne boyun posun endamın da var. Çok eşşeksin johnny ya
7.)Harry Styles:
Aslında bu çocuk tam Aptal Kovboy'a göre, kıvırcık yeşil gözlü sempatik ve sürekli gülen. Aşırı şeker, onsuz selamlık olur mu ya
8.) Alp Kırşan:
Okudum Alpciğiiim okudum 2000 yıı Best Modeliymişsin. Neler duyuyoruz neler, güzel de yemek yaparmışsın. Komiktin de değil mi? Seni Adriana'ya yedirir miyim ben be, Seni de koydum selamlığıma.
9.)George Clooney:
Diyeceksiniz ki baban yaşında adam. Öyle değil işte. Yani öyle ama küçüklüğümden beri hayranım bu adama. Bakışın, duruşun mıknatıs gibisin george ya
10.) Kıvanç Tatlıtuğ:
Seni unutur muyum Kıvanç? Sixpacklerini? asla. Şu an acil düzelmen gerekse de kalb,mde yaşıyorsun ve yaşayacaksın
11.) Buğra Gülsoy:
Herkes Selim, Erdoğan derken ben Vural dedim buğra anlıyor musun? Neden bilmiyorum ama bana çok farklı gelen bir havan var

Benden bu kadar, umarım bir gün hepimizin bu selamlıktaki gibi sevgilileri hatta direk selalığı olur, öpüldünüz 
-Kupa Kızı 

18 Şubat 2012 Cumartesi

Ailenizin odunu

Merhaba.Nasılsınız,ne yapıyorsunuz?
  Uzun süre görüşmeyince bunları sorma gereği duydum.Ve artık içimi döküyorum.
Ya yazdan beri konuştuğum bir çocuk vardı hatta bir ara koptuk ama bu yine mesaj attı.Bana 'melek' diyip duruyordu sonra işte okulu ekersin ben seni gezdiririm beraber Taksim'e gideriz diyordu.Ben de hiç takmadım yani mesaj attım ama olur,gideriz,yaparız tarzında.Sonra gitti çocuk başka birini buldu.Daha doğrusu on yıllık arkadaşım gitti kendi elleriyle buldu.Tabii ben göt oldum ya isyeağnnnnnnnnnnnn!!!Bunu anlattığım insanlar da bana 'sen salaksın çocuğa yüz verseydin,yavşasaydın böyle olmazdı' diyorlar.Ama banane ben o çocuğu şimdi şuan istiyorum.O kızı bulsam var ya kafasını duvardan duvara vurup bacaklarını ayırıcam o haldeyim.Şeytan diyor ki git kıza küfür yaz,o benimdi,onu ilk ben gördüm de kız da gününü görsün.Zaten çirkin cidden çirkin ya. Ama sakin ATSK sakin.Başka konulara odaklan!
   Kendime odun dememe neden olan 2.olay da edebiyat dersinde oldu.Hoca soruyu öyle böyle derken değiştirdi ve en  'Aşka inanıyor musun'oldu.Ben de 'şimdi bu zor,yani yaşamadım şimdilik ama vardır herhalde'dedim.Sonra 'sen şiir,manzume yazar mısın' dedi ve kendi cevapladı 'bence yazmazsın sen daha gerçekçi duruyorsun öyle çok duygusal değilsindir'dedi.
Sonra kızın tekine bir kitap sordum nasıl dedim.O da bana'sana göre değil aşk var içinde'dedi. Ve ve son olarak bu on yıllık arkadaşımla oturup konuşuyoruz o bayağı bayağı bir çocuğa aşık.Ben tabii bence yenisini bul bu seni üzüyor dedim.O da bana sen nasıl böyle oldun ya çevrendeki herkes birilerine bağlandı sen de hiç potansiyel yok dedi.

Ama artık var bu son vakadan sonra ben de birini seveceğim.Yalan lan ben kimseye bağlanamam benim burcum özgürlük düşkünü ya nasıl bağlanayım :S ama o benim ya!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
                                                                                                                                         ATSK

16 Şubat 2012 Perşembe

o fotoğrafların olmayaydı giderin vardı lan senin!

evet birinden hoşlandım.hem de yakın zamanda.hem de geçen hafta.tabi sonra ne mi oldu? ben bu şahsiyeti çevremdeki insanlara gösterince kusmak için çöp kutusuna yönelenler,elini yüzünü yıkayıp kendine gelmek için tuvalete koşanlar,zevkime küfür edenler,çocukla ilgili yorum yaparken her cümlenin başına "senin amına koyayım aptal kovboy." diyenler,çocuğu gösterdiğimde " hadi aptal kovboy bana gerçekten hoşlandığını göster.geç bu şakaları." diyenler... oooo var da var.tamam çocuk tipsiz ama konuşması falan şekerdi bence.hem önemli olan hani içgüzellikti? hani lan! tabi durumlar bu olunca paşam ben bu çoccuktan tiksindim.bir de birtakım sosyal ağlarda inanılmaz kötü fotoğrafları olunca hayattan soğudum.hatta fotoğrafların hepsine bakamadım bile. "benim temiz hava almam gerek" diyerekten çıktım dışarı.ve herkese "ııııy ben ondan tiksiniyorum,hiç de tipim değilmiş.inceleyince anladım."dedim.böylece çevremdeki insanların kafasında bu olayı bitirdim.amma hala yanımdan geçince "aaaaa o!" olmuyor muyum? evet oluyorum.kısmet artık.

                                                                                                    aptal kovboy*

10 Şubat 2012 Cuma

ah ulan ah! benim niye koşup eğlendiğim,coştuğum,anlatırken çok güldüğüm bir çocukluğum olmadı?

şöyle bir düşündüm "ben neden böyle mal oldum?" diye de buldum sorunu. olay çocuklukta ! mesela birkaç örnek vereyim
  • ben küçükken bizim evin orda bir down sendromlu çocuk vardı.ve herkesi döverdi,tutup kolundan sürüklerdi falan.küçükken ben ondan deli gibi korkar sokağa çıkmazdım.bir de raporlu tımarhaneden kaçmış bir deli otururdu karşı apartmanda.bunlar ailecek deliydi.annesi bir kere kuzenimi evin kapısna kadar kovalamıştı. galiba bu yüzden ben şimdilerde dışarı çıkmak istemiyorum.asosyale bağlıyorum.
  • anaokulundayken bana yılbaşı hediyesi olarak böyle oyuncak telefonun falan olduğu bir set gelmişti ve ben o oyuncak telefonu hep yanımda taşırdım.bir gün o oyuncak telefonu arabada unutmuşum.amaaaan! babam daha 6 yaşındaki küçük aptal kovboya "arabada hiçbir eşye bırakılmaz.sırf onu almak için arabanın camlarını indirirler."diye derssel bir konuşma yapmıştı.hatta bu olay ben daha o yaşlardayken hırka vb. eşyalar için de olmuştu.ve sırf bu olayların beynime çok işlemesinden şu anda bile arabadan çıkarken her şeyi arabanın altlarına,görünmeyen yerlerine saklıyorum.ojeyi bile!
  • küçükken hep şu çizgi film karakterleri şeklinde olan uçan balonlardan istemişimdir.ama hiçbir zaman alınmadı bana.çünkü küçükken utangaç ve pek konuşmayan bir çocuktum ben ve isteklerimi pek söyleyemezdim.bundandır hala o balonları gördüğümde önlerinde 5 dakika durup bakmam "keşke şu bugs bunny'li benim olsa"demelerim.
  • daha 6 yaşındayken biriyle bahçede öpüşmüşüm (valla hatırlamıyorum.).daha sonra bunu komşu teyzenin biri görmüş ve bunu bütün herkese yaymış.bak hala nefret ediyorum o kadından.sikiiiiiik! daha sonra bunu ablam ve arkadaşları öğrenmiş.tabi ben küçüğüm çok utanıyorum,çok kötüyüm.yaklaşık 1 yıl boyunca "eğer bu işimizi yapmazsan anneme o çocukla öpüştüğünü söylerim." laflarını çektim.en sonunda bir gün anneme ağlaya ağlaya gittim. "anne hani bi çocuk var ya bizim orda göya ben onunla öpüşmüşüm ama valla öpüşmedim.ablamlar beni hep ağlatıyor.yalan söylüyorlar.ühüüüüüüü" evet aynen bu şekil anıra anıra ağladım ve tabi ki annem ablamın ağzına sıçtı.yehuuuuuu .evet bu anımızdan da ara ara ablama hala güvenmediğimi çıkarıyoruz.
  • ben daha çok çok küçükken hep "oje kanser yapıyor." dendi.tabi insan küçük olunca araştıramıyor.kanser nedir ne değildir çok net bilemiyor.korkuyor ve oje hiç sürmüyor.ve doğrudur oje sürmeye 13 yaşında başladım.bu yüzden şu sıralar bin tane oje içeren bir koleksyonum var.
  • dedem almanyadan ablama biraz büyükcene bir robot getirmişti zamanında.ve o robot benim tam yatağımın karşısında dururdu.korkudan bütün gece uyuyamazdım.acaba bu yaşta bu kadar uyumamın açıklaması bu mu ?
  • bir gün bir mağazadayız.bak mağazayı bile hatırlıyorum.lacoste.böyle aileceneğiz. mağazada bir şarkı çalıyor ve küçük kızımız (ben oluyorum o) müziğe kendini kaptırıp dansa başlar.kendisi durumu fark etmez ama çevresindekiler fark eder.ve o günden sonra sürekli bir toplulukta ona dans ettirilir.yazık lan o kıza.tamam tamam bu anımın sonucunda da yeteneklerimi insanlardan gizli besleme huyunu kaptım.
  • yine 6 yaşındayım.sokakta ablamla kavga etmişim.ablam bana bütün istanbulu kovalayarak dolaştırıyor.ve sonunda mutsuz bi son oluyor.ben bir,bir buçuk metre derinliğindeki çukura düşüyorum.hem de yüzüstü.gözümün çevresi berbat bir hal alıyor.anırarak aglama merasimini başlatıyorum ve ablam hala siklemiyor.ağzına sıçayım abla!
  • anaokulundayken bir kere nedense bir delirmiştim.öğrenciler,öğretmenler kısacası herkes kolumu bacağımı tutuyor ben çırpınıyordum.anaokul öğretmenim o gün bana "zırdeli" demişti ve bir kaç yıl boyunca anaokul arkadaşlarım bana bunu sürekli söyledi.artık gerçekten deliyim lan !
  • ben annemle hep günlere giderdim.orda inanılmaz güzel yemekler yer,onların muhabbetlerine eğlenirdim.ve günün biri okula yazılma vakti geldi.ben ağlama krizlerine girdim "ben okula  gitmeyeceğim"diye.sebep olarak da "annemle günlere gidemem o zaman." dedim.ve okul evin karşısında olduğundan hep okuldan kaçtım ben. bu gün bu kadar kiloluysam sebebi günler.tembelsem yine sebebi günler lan!
  • ve en kötüsü geliyor.çok çok küçüğüm ve uhuuuuuuu  diye ağlıyorum.küçükken ağlamamı hep kurt ulumasına benzetirlerdi.ve annem beni bir gün komşu teyzeye bıraktı.sikik kadın bana sırf susayım diye "eğer böyle ağlarsan bir gün uyandığında kurt olursun" dedi.ulan kadın seni kurt siksin.küçük olduğum için yedim tabi bu durumu ve her sabah yatakta kurt muyum? diye kontrol ettim.sikik kadın,pis kadın,mal kadın.nefret ediyorum senden!
ve evet böyle saçma bir çocukluk geçirdim.daha neler neler var.ama siz sevgili okuyucuların beynine daha fazla tecavüz etmek istemiyorum.saygılar efenim.
bu yazının sonucu:siz çocuklarınıza bu kadar berbat bir çocukluk geçirtmeyin.sonra benim gibi psikolojileri yerlerde lens arar.

                                                                                  aptal koboy*

5 Şubat 2012 Pazar

bak ilk defa bir şey istiyorum.

şimdi bu blogtaki insanlardan ilk defa bir şey isteyeceğim.şu aşağıdaki fotoğrafta görmüş olduğunuz dünya tatlısı (bak kopya da veriyorum fiat punto reklamındaki adam)insan evladının adı ne? ya bakın durum çok ciddi.yani ben ciddi düşünüyorum.belki evleniriz.işte siz de bana adını bulsanız hoş olur yani.hatta sırf adını bulmakla kalmayın kendisini bulun.aramızı yapın.yapın,bulun lan işte bir şeyler.kırk yılın başında bir şey istedik.


aptal kovboy*

4 Şubat 2012 Cumartesi

Pembe banyo lifi

  Bugün Naylon Prenses bizde kaldı. Rakı da varmış  onu fondip yaptık, biralarımızı içtik. Derken saat 12 civarı NP nescafeyi yere döktü. (Farkettim de aynı anda rakı bira kola ve nescafe içiyorduk çok ibretlik)  Ben de elimde pembe beyaz banyo lifini sallaya sallaya yer silmeye geldim, o sırada hortlak gibi babam belirdi
-Napıyorsun saksızade o bezle? (Babam bana saksı, saksızade, gerzekoviç tarzı hakaretlerde bulunmayı görev biliyor)
-Eeaa halay çekecez biz.
   Babam önce bana sonra beze baktı,
-Tamam komşuları uyandırmayın
 dedi ve gitti. Üstün zekasından dolayı onu kutluyor, pembe banyo lifine Allah'tan rahmet diliyoruz. Hep banyo lifiyle gece 12de halay çekeceğime inanabilen bir baba istemiştim, iyi ki var

                                                                                                             -Kupakızı

2 Şubat 2012 Perşembe

aile dostları mı dedin? amaaaaan.kaç paşam!

geçen aile dostalarımızla buluştuk.olur bizde ara ara böyle şeyler.3,4 aile,çocuklarıyla birlikte gelir,yemek yenilir.erkekler kendi aralarında içkiyle deliye döner,kadınlar her türlü konuda.biz de annem,babam,ablam ve ben olarak tam takım şeklinde gittik.bir kere aile dostlarımızın çocuklarıyla anlaşamam ben.sürekli aptal konulardan konuşurlar.vay efendim izmir şöyleymiş vay efendim burası böyleymiş falan.bana ne oğlum? her neyse başta birkaç saat her şey adaletliydi.oh mis yemekler falan şahane.keyfim nasıl yerinde belli değil.peki sonra ne mi oldu? erkekler masaya toplaştı,alkol etkisini arttırdı.gülüşmeler,eğlenmeler tarzı.ben ne mi yaptım?  annem ve arkadaşlarıyla örgü modellerine baktım! evet evet aynen öyle oldu.amman allahım bir de konuya katılışım var ki sormayın."yahu bunun modeli daha zor sanki eee ne diyorsun teyzecim?" tarzı.ve tam o sırada kadının biri başlıyor bana modelin detaylarını anlatmaya.tabi o sıralarda nasııl bayıyorum belli değil.ardından masada oturan,yaşlı,kafası kıyak erkek takımından yüksekce bir ses duyuldu! "benzemez kimse sana".heh tam oldu valla böyle eski şarkılar falan.bay aptal kovboy bay.ve tam o sıralarda hayat bana bir şey daha kanıtlıyor "yaşlılarla takılmak her zaman bir gencin ağzına sıçmıştır.hele ki bülbül sesli yaşlılar.kaç!" yaşlı başlı hatunun biri de flüt çalıyor orda.düşünsenize o manzarayı.sikildi beynim sikildi.ama insan orda olunca bunlar komik gelebiliyor o başka.yada sinirleri bozulduğu için gülebiliyor.bilemedim bak. her neyse sonra ben annemin arkadaşlarından biriyle çok sağlam anlaşırım.gittim sarılıyorum,yanında oturuyorum.kocası da ordan konuya atlayıp "biz bu kzı evlat edinelim iyi anlaşıyoruz,şeker,büyümüş hem de" dedi.ve tam o sırada ortaya kim çıktı biliyor musunu? ablam! "valla alın alın hiçbir masrafı falan yok.bir odaya güzel bir yatak yapın.tasına yemeğini,suyunu koyun.hiç ses falan çıkarmaz o bütün gün uyur..." evet o dakikalarda ablam bir insan topluluğuna beni pazarladı.aile dostumuzun küçük oğlu da çıkıp "lan sana köpek demek istedi." demesin mi? lan it ben anlamadım sanki onu.sağol ya.mal. bir de çocuğa dönüp "doğru söze ne denir? ne yapayım köpek dediyse bee" dedim o apayrı.
işte öyle.siz siz olun böyle yaşlıların,salak aile dostu çocuklarının olduğu bir ortama girmeyin.

                                                                                                               aptal kovboy*