Bu Blogda Ara

31 Aralık 2011 Cumartesi

2012 elinde tekilasıyla gelsin!

2011 bu dünyanın beaşına gelmiş en kirli yıldı bence(konserler,tiyatrolar,kulise girmeler falan hariç).en azından benim açımdan.sevdiklerimi kaybettim,inanılmaz boynuzlandım,sağlam aşk acısı çektim,inanılmaz asosyal bi hayat yaşadım (yaşamaktayım).
benim de bu yıldan isteklerim var tabi.bakınız.

  • kupa kızı gitarını sürekli kırıp durmasın.
  • ATSK kendine mal arkadaşlar edinmesin
  • naylon prenses biraz daha hayatın içine girsin
  • sanat anlamında hayatımın en yoğun yılı olsun.
  • klasik gitardan bir basa geçebileyim artık bu yıl.
  • daha daha daha çok can bonomoyla bir araya geleyim,
  • hayatımda bir kez gördüğüm ve görebilceğim insanlardan inanılmaz fazla etkilenmeyeyim.
  • onu bunu bırakıp az biraz ders çalışayım(bu şart).
  • üzüntü hiç olmasın hiç.
  • aşık olmayayım (gereksiz).
  • bol atsk'li kupa kızlı naylon prensesli bi yıl olsun.

herkes için
  • şarabınızı elinize almak için bir sebebiniz olsun.
  • çok cıstaklı olun.
  • sanata aşık olun.
  • hiç bi derdiniz olmasın.
  • aşkı çok manalı bulmayın.

2012 güzel gel,hoş gel,cıstaklı gel,elinde tekilanla gel canım.

                                                                                              aptal kovboy*

Herkese yeni yıl temennilerim var beyb!

     2011 benim için biraz boş bir yıldı. Güzel ve iğrenç anılarım oldu, hatta bu yıl direk anı biriktirme yılım oldu. Ama içimden bir ses 2012 güzel olacak diyor, içimdeki ses dünyadaki en mal seslerdendir genelde tam tersi çıkar. Umarım bu sefer doğru söyler.
     Kendim yeni yılda neler istiyorum listesi yaptım, umarım bunların hepsi size de olur!

  • ATSK, evimizdeki masaya boylu boyunca ağzından su püskürtmesin, 
  • Naylon Prenses "yaa gülücük koydum mesajın sonuna, ölümüne yazdım yani çocuğa" diyecek kadar beyin travması geçirmesin,
  • Aptal Kovboy "yaa tamam hayatımda bi kere görmüş olabilirim, tamam yaşı da çok azıcıkcık büyük ve evet tamam sevgilisi var ama aşık oldum ne yapabilirim" demesin.
  • Ve insanlar benim kafamı alıp pasta tabağına sokmasın, lütfen


  • Hoşlandığım çocuklarla 

"Parmağın kanıyor"
"Sağol" ve ya
"Neden ki"
"Eeaaaö bilmem ki" tarzı diyaloglar yaşayacak kadar mallaşmayayım



  • Şu kimya,almanca filan kağıttan telepati yoluyla beynime aksın
  • Saçma salak hareketlerimle rezil olmayayım,
  • Artık kimseyi kaybetmeyeyim, kaybetmeyelim,
  • Terör bitsin, ülkem için en büyük temennim bu.
     Hepinize mutlu yıllar diliyorum, 2012 sizin yılınız olsun! Bu da şarkımız
                                                                             -Kupa Kızı

25 Aralık 2011 Pazar

mutluydum ulan ben!

çok mutluydum,
dünya bu defa çok fena dönüyordu,
gemiler su geçirmiyordu,
yılbaşı geliyordu,
kareli battaniyem,
patlamış mısırım,
kahve fincanım,
mutluydum ulan ben!
çimenler fillerle bile güzeldi,
kalbim korkularıyla cesurdu tarzı,
şarabımı elime almak için sebebim vardı,
bana bir saz verin ulandım,
kuşlar bir ayrı ötüyordu,
cicik değilde cancan gibi,
alayının rakısının beyazında kaybolurdum yarın gece,
engellediler ulan!
dışardan giriş olmaz dediler.
mutsuzum ulan ben!


bu yazının ana fikri yarın haftalardır hayalini kurduğum şeyi yapacaktım fakat gitmek istediğim yere dışarıdan giriş yapılmadığını öğrendim.bu yani.

dışardan girişi engelleyenler,sizin beyninize boşalsınlar emi!

                                                                                           aptal kovboy*


2. Kocam

Bu adam gelecekteki kocam. Hayalimde gelinliğimi bile tasarladım. Hatta ibrahim ağabeyim de nikah şahidimiz olacak.
                                                             -İsmini vermek istemeyen Aptal dörtlü üyesi

24 Aralık 2011 Cumartesi

Anason mu, aa lütfen

  Naylon prenses, bana "Anason diye bir şarkı var dinledim hüzünlendim yaşlandım mı lan ben?" dedi. Üst düzey beynimi kullanarak hemen fizy'e yazdım. Ama "Anasın" yazmışım, Hüseyin Kızıldağ'dan "Sen anasın" dinliyorum şu an. Öneririm yani
http://fizy.com/#s/1kdqt8
                                                    -Kupa Kızı

22 Aralık 2011 Perşembe

eski sevgilim ararsa nasıl mala bağlarım belli olmaz.

eski sevgilim ( esmer,yeşil gözlü,gitar çalan çok mu çok yakışıklı) aradı ! yani bir süredir mesaj falan atıyordu konuşuyorduk.zaten biz ayrılalı 2 yıl olmasına rağmen kısmi olarak hiç kopmadık.inanılmaz şeker biridir ama piçtir çok da.yani öyle böyle değil.amına kodumun malı benden sonra bin tane arkadaşıma yazdı orospu çocuğu.sikik ya.onun beynine boşalsınlar (birden atara geldim halbuki aradı diye mutluydum).her neyse işte dün aradı. açmadım (malım ya ondan). sonra mesaj attım aklım başıma geldi birden "bu çocuk çok yakışıklı iki konuş,görüş,gözün gönlün açılsın" dedim kendi kendime ve mesaj attım "ya aramışsın ama duymadım canım" diye ve ardından aradı hemen.baya konuştuk .hala sesinin etkisindenyim! biz yazdan beri görüşmüyoduk bir de.bana "sesin değişmiş senin ya" dedi ve ben ne mi dedim?   "yok değişmedi ya yani değişti yani az biraz sanki yani olabilir ama değişmedi ya ne bileyim değişmiş olabilir ama değişmedi" evet evet aynen de böyle bir cümle kurdum ve çocuk uzunca bi süre güldü.sonracıma bir sürü bir sürü konuştuk özünde çok önemli bir şey konuşmadık.hava su toprak muhabbetleri.özledim dedi görüşelim dedi falan.ben bu çocukla iyi anlaşırdım ama hiç bu kadar triplere girmezdim neden şimdi o şekil oldu bilemedim.özünde çocuğu kanka olarak falan görüyorum ama arada düşünmüyor değilim "ben bu çocuktan niye ayrıldım?" diye.

siktir et ben okuldaki fotoğrafçı çocuğu arıyorum zaten (bir kere gördüm aslında çocuğa tapındım tipsiz ama inanılmaz şekerdi ama sorsan "tipi tam olarak nasıldı?" diye bilmiyorum "ya okuldaki fotoğrafçı çocuk işte" der geçerim.ve dünya bana bir kere daha okulun büyük olmasının zararını gösterdi çocuğu bulamıyorum.okulda kaç kişi var belli değil nerden balcam la ben şimdi onu?)

                                                                                           aptal kovboy*

18 Aralık 2011 Pazar

Bir kere bana eksik rakı koymuşsunuz.


 İLK VE SON
               
‘’Ateşiniz var mı?’’ diyerek yanaştı yanıma.
Ateşim yok.
Diyemedim.
O an dile gelemedim.
İnsan kendinden on kat güzel bir şeyi nasıl oyalar?
Ders bir.
Bir kere bana eksik rakı koymuşsunuz.
Sarhoşluk her işe yarar.
İlk dersimiz alkoldü.

Ders iki.
Bu güzellikte bir hatun,
Neden sorar sana ihtiyacını?
Hiç mi göremez sonunu?
Muhtemel izdivacını?

Ayık olun babalar!
İkinci dersimiz toleranstı.
Uyanık olacaksın.
Daha ötesi var mı?

Velhasıl kelam,
Karşımdaki adamın elinde bir çakmak.
Kibarca rica ettim;
Verir misin?
Vermem.
Vermedi.
O çakmak bana o adamın rızasıyla gelmedi.

Uzaklardan iki çift ayak sesi,
bir de demir kelepçe şıngırtısı duyuldu.

Mevzu bahis sigara;
Benim hayatımda yaktığım SON,
Dünyalar güzeli bir kadının içtiği İLK sigara oldu.
                                                                                         -can bonomo

hep can bonomo'nun şiirlerini yazıyorum nedense,sırf can bonomo'nun şiirlerini okuyormuşum gibi oluyor biraz.ama öyle değil siz çok rahat olun.bir dahakine çok çok başka bir şiir yazacağım an itibariyle onu yazmaya çok üşendim fakat o her gece uyumadan önce okunulcak tarzdan.bloga neden şiir yazdığımı ben de bilmiyorum ama iyi oluyor üç beş güzel yazı okuyoruz.                                           
yoksa ben size burda  bu dünyanın başına gelmiş en iğrenç insanı 1 yıl 2 ay 12 gündür unutamadığımı,her gece rüyamda gördüğümü,aşk manasında değil ama dostluğunu çok özlediğimi,her gün o sinema gününe lanet ettiğimi de anlatabilirdim ama yapmıyorum işte.kafa ütülemeye lüzum yok.

of ulan of hiç iyi değilim.nerde benim içkilerim ?
                                                                                                      aptal kovboy*

17 Aralık 2011 Cumartesi

Aşık mıyım lan ben

   Eee tamam bence değilim, olmamalıyım.(kimim ben? Evet tabiisi kii Kupa Kızı) Çünkü ben aşık olunca karşıdaki kaçıyor, karşıdaki aşık olunca ben kaçıyorum. Peki,"Aşık olabilir miyim?" sorusuna nereden vardım? 
 1.) Bir haftadır neredeyse her gün rüyamda görüyorum. (kötü amaçlar gütmüyoruz, hayır) Hatta o kadar malca ki rüyalarım, sabah kendi kendime gülüyorum. Mesela dün akşam ne gördüm sorun hadi sorun.
  Sordunuz kabul ediyorum efenim,
 Feriha'nın yengesi bu çocuğa yazıyor, kaçmayı planlıyorlar ben de "Gitmeeee!" diyorum.
 Bilinçaltımda bu çocuk ve Feriha'nın yengesi var evet. Kafamda deli sorular var. Ben neden "Gitmeee" diyorum çözemedim onun yerine o yengeyi alıp tokatlamam lazımdı. Ayrıca biscolata erkekleri varken ben neden mal gibi bu çocuğu rüyalarıma sokuyorum?
2.) Düşününce kalbim çarpıyor ve bilindik mide kramplarına giriyorum. Hani şu klasik "midemde kelebekler uçuşuyor" olayı.
3.) İlk defa bu kadar çabuk ve saçma şekilde hoşlanıyorum. Tamam, gelip "3 kişiden hoşlanabilirim ehehe" demiş olabilirim ama o kadar basit bir kız da değilim yani. Çok hoşlanmadığım müddetçe çıkmam, eğer kendimden emin değilsem karşımdakinden hemen ayrılırım, hem onu hem kendimi üzmemek için.
    Şimdi ATSK'nın deyimiyle "Nehir" (ya da tamam yiaa fırat işte. ATSK, annesi olayı anlamasın diye telefonda "Nehir'le nasıl gidiyor?" filan dedi, korktum "Ulan ben lezbiyendim de unuttum mu?" diye) o kadar yazmıştı, harbi yakışıklıydı, ama hiç bu kadar etkilenmemiştim. Hiç sürekli onu düşünmemiştim. Hiç bu kadar içten gelmemişti. Tamam karşısında hep kızarıyor da olabilirim ama o yaptığım rezilliklerdendi. Hiç önünde durup gözlerindeki samimiyeti, gülüşünü incelememiştim.

  O kadar mal hissediyorum ki, gerçekten hiç bu kadar mallaşmamıştım. Aşık mıyım lan ben?

16 Aralık 2011 Cuma

Yokluğun

Ve sen,
Aslında yoktun hiçbir zaman.
O kadar yoğundu ki yokluğun,
Somutlaşıp varlığa dönüşmüştü sanki.

Bu yüzdendi hep seni yanımda sanmam
Bu yüzdendi sana biriktirdiğim sevgilerim.
Hepsi o kadardı

13 Aralık 2011 Salı

Benim dertlerim var

Evet sigara içmem ama çok içesim var
Karşıma rakıyı alıp,
Orhan Veli'nin deyimiyle "içinde balık olasım var"

Her derdi içime atasım,
Sonra içinden çıkamayasım var
Pardon onu zaten yapıyorum
Güneşin olduğu her sabah ve
Karanlığın hükmettiği her gece

Yoruluyorum bazen,
Köşede oturmak istiyorum.
Yarışı kaybeden tavşan geliyor aklıma
Ayaklanmak istiyorum
Ayaklarım bana uymuyor ama,
Kalbimi örnek alarak

Hadi dostlar gelin ağlayalım,
İçelim karşılıklı
Dünyadaki savaşlara ve açlığa üzülün isterseniz
Benim dertlerim var,
Kendi dertlerim
Onlar bana yeter

mim olayına ben de bir el atayım dedim.

mimlenmişiz.ya nasıl bir kelimedir bu mim? mimlenmişiz deyince sikilmişiz gibi geliyor.evet efenim az bira malım yapcak bir şey yok.
7 özellik falan mevzusu varmış ona bir el atmaya geldim.

1)sanat sevmeyeni ben de sevmem: sanatı sevmeyen,sanat anlayışı bana göre gereksiz,saçma olan insanlarla asla takılmam.hayatta bazılarına göre sanat o kadar abartılacak bir şey değilmiş gibi gelse de benim için önemli.tamam ben de bir şeyler biliyorum ama aman aman çok değil sanat konusunda mükemmel bilgim var da hiçbir zaman demedim ama ben bu konuyu önemsiyorum her gün biraz daha bir şeyler öğrenmek istiyorum. mesela sinemadan anlamayan,kitap okumayan,gidip serdar ortaç,sdemet akalın dinleyen vb. biri bana ne katabilir ki?

2)umursamazım:bir şeyler yaparım bir olayına amına koyar,ağzına sıçarım ama yine de umrumda olmaz.banane diyip geçebilirim çoğu konuda.mesela yarın sınavım olur ben dünya sikime minare.

3)şarkıyı söylemeyi çok çok severim: evet sesi bok gibi olup her yerde şarkı söyleyen o mallardanım ben de.hatta mezuniyetimizde bile sahneye çıkıp şarkı söylemişliğim var. neden yıllardır bu işkenceyi yapıyorum insanlara ben de bilmiyorum.

4)az biraz çılgınım::kafama ne zaman ne eserse o an yaparım.anı yaşa mantığında bir insanım.her gününü yarın ölcekmiş gibi yaşa der geçerim.

5)genel olarak inanılmaz bir enerji var bende: ben çoğu zaman daha doğrusu bir kaç nadir an hariç düz durmam,kıpırdamadan durmam.biriyle konuşurken bile dans ederim sürekli ama. bir yandan şarkı söyler bir yandan dans ederim.bu böyledir hep.

6)gerizekalıyım:yemin ediyorum benden malını bulamazsınız. bir kere matematiksel şeylerin hepsinin amına koyim ya.bir insan hiç mi anlamaz bu bıdı bıdı derslerden? harbi anlamıyorum.sıfır yani.bir de sırf dersle bitmiyor benim gerizekalılıklarım.mesela biri bana bir şey söyler anlamam yanımdakine "ya ne dedi o?" diye bin kere sorarım.hayatım boyunca da hep salak saçma insanlara aşık oldum  bu da bence gerizekalı olduğumu kanıtlıyor(bundandır ki artık aşka karşıyım ulan)

7)kimseyi üstün görmem:ben o "kendinden büyükle saygılı konuşulur." mantığına karşı olanlardanımdır.insan insandır lan büyüğü küçüğü mü var bunun?kendimden bin yaş büyük biriyle saatlerce tartışabilirim hele ki haklı olduğum bir konuysa hiçbir kelimeyi kullanmaktan çekinmem.sırf büyüklükle de ilgili değil hangi makamda olursa olsun fark yapmaz.az biraz ukalayım gibi gelebilir ama değilim.

                                                                                                     Aptal Kovboy*

10 Aralık 2011 Cumartesi

Miimm!

   Enes bizi mimlemiş. Sınav haftamdı, vakit bulamadım çok özür diliyorum. Bir de Kupa Kızı ben. Diğer üyelerimiz başka bloglara girmeyi beceremiyorlar efenim, kusura bakmayınız.
    Şimdiii  7 özelliğimizi yazıyormuşuz sanırım. Yazayım

1.) İnatçıyım: Bu neden böyle bilmiyorum, ama saçma sapan konularda yapıyorum. Örneğin ceketimi giyeceğim ya çıkmadan önce, annem "Kızım üşürsün, ceketini giy" derse bende ters tepki yapıyor ve ben "giymiyorum anasını satayım" diyerek giymiyorum. Sonra yarım saat kavga ediyoruz, bu tamamen benim gerizekalılığım fakat dayanamıyorum.

2.) Arada bir salağım: Hatta çoğunlukla salağım ya. Servisin ilk günü eve gidiyoruz ya, adama evimi anlatamadım. (ama yeni taşındık gibi bir şey gerçekten yani) Adam "alttan mı gideyim üstten mi" dedi, aynen şöyle dedim: "Ee şey alttan. Ya da bir dakika yok üstten. Ya da hayıır ya alttan. Ayy bilmiyorum been gidin siz öyle"

3.) Sevdiğim insanlara sadığım: Ne bizimkileri, ne de değer verdiğim başka kimseyi satmam bu konuda iddialıyım. Köpek kadar sadık bir insanımdır, sokağa bırakın koklaya koklaya sizi bulurum.

4.) Hoşlandığım çocuklarla konuşamam: Şimdi şöyle, misal bir çocukla konuşuyoruz ya. Öylesine yazıyorum. Hoşlanmıyorum ama gayet yakınım, çocuğun dibindeyim, sürekli gülüyorum. Sonra diyelim arada bir elektriklenme oldu hoop Kupa Kızı oduna bağlamış. Şu diyalogları aynen yaşadım:
"Naber?"
"İyiyim"
Şimdi şöyle düşünün bir çocuk kıza yaklaşıp normal biçimde naber? diyor, kız taş kesilip bir çırpıda sadece "iyiyim" diyor. İyiyim. Başka da bi bok yok.
"Parmağın kanıyor"
"Sağol"
Buna bizimkiler toprak zemine düşene kadar güldüler. Yok ya beyinsizim ben

5.) Dans etmeyi, resim çizmeyi, yapamasam da şarkı söylemeyi seviyorum:
Latin müziğine asla dayanamıyorum, duyduğum yerde kıvırtmaya başlarım neresi olursa olsun.
Resim çizmeyi de seviyorum, daha çok karakalem ama fırsat bulamıyorum şu ara
Kesinlikle şarkı söyleyemiyorum. Ama küçüklüğümden beri şarkıcı olmak istedim ( Bu da bir sırdı, öğrenmiş oldunuz)

6.) Hemen hoşlanırım, bağlanırım: Bir anda 3 kişiden hoşlanabilirim, hatta genelde hep üç kişiden hoşlanırım. Hatta bu gün " Şimdi kıvırcık saçlı bir çocuk var çok tatlı, servistekinin kirpiklerine bitiyorum e bide fırat var (Fırat galiba esas oğlanımız oluyor) ayy hepsi tatlı ya." dedim. Aşık oldum mu gözüm başka kimseyi görmez, gel George Clooney'i koy bakmam o kadar mal oluyorum aşıkken. ( Ya da George yakışıklı adam ya, ona bakarım bak)


7.) En sevmediğim insan tipi ukala, kendini beğenmiş ve satıcı olandır: Ee öyle yani. Hoşlanmıyorum. Şimdilik bu kadar, bir de 10 kişiyi mimlememiz gerekiyormuşuz. Sorun bakalım bizim 10 kişimiz var mı ha var mı? Nasıl bir vicdandır bu ya, forever alone'uz biz.
   Domatez, seni mimliyorum istersen yaparsın, nasıl istersen.
   Ama bu mimi yapmak isteyen olursa, alsın yapsın alta yorum bıraksın çok mutlu oluruz ayrı

   Not: Domatez diye adlandırdığımız blogger hanımımızı okuyun derim, hatun yazıyor abi yapacak şey yok. Hmm Enes'i de unutmayalım tabii

8 Aralık 2011 Perşembe

Yatakta boyun önemi yok

Selam ben yine ATSK! Gazı almışken devam edeyim dedim :)

Başlığın babası benim biricik sağlık hocam.Aynen bu cümleyi kullandı hem de sınıfın ortasında ve direk bana.
Olayın nasıl olduğunu hemen anlatıyorum.
Sağlık dersinde konu aile planlaması gibi bir şey(son ünite filan).Hoca da 'Hepiniz düşünün sevgilinizin,eşinizin nasıl olmasını isterdiniz'diye sordu.Sonra kızlara sordu siz ne isterdiniz filan diye.Bizimkiler başladı üniversite mezunu,kültürlü,kibar,gezmeyi seven cart curt işte.Öylesini bok bulurlar.Ama şey sizden bulan olursa bizim taraflara da yollasın.Her neyse işte böyle Esra Erol'la izdivaç programı tadında madde sıralarken...
   Hoca isyan etti 'Hiç tip söylemediniz kızım adam tipsiz mi olsun?!'dedi.Bunun üzerine kimisi esmer,kimisi sarı dedi.Ben de oradan bağırdım''Benim başım onun çenesine değsin''diye.Hoca da Neden kızım,sen psikopat mısın gibi bir şey dedi.Ben de
-Hocam,benim boyum kısa o çok uzun olursa güzel olmaz dedim.
Ve hoca olaya noktayı koydu:
-Kızım,ileride anlayacaksın ki yatakta boyun önemi yoktur.Zaten boylar eşitlenir dedi.

Fark ettim ki....

Selam ben ATSK!! Sınavlardan boşluk buldum ve yazı yazma ihtiyacım hissettim.Bu yüzden son günde fark ettiğim şeyleri yazıyorum.Ama madde madde öyle daha kolay oluyor :D Ve ufak bir uyarma bu yazıda içimdeki malı baya serbest bırakıyor.Her şey olabilir. :D
BEN FARK ETTİM Kİ:
1-Ben bu manyakları çok çok çok çok özledim!! Onlara koşup sarılmayı özledim!!!Onlarla şarkı söylemeyi,karnımıza ağrı girene kadar kahkaha atmayı özledim!!

2-Im şey ben de ufak bir özgüven sorunu var.Hemen bunu nasıl anladığımı açıklıyorum.Ben rezil olma kaygısı yaşadığım için sosyal paylaşım sitelerinde(böyle demek çok cool :D) bir şey paylaşmıyorum :O.Yazıp yazıp siliyorum.Böyle bir salağım işte :S

3-Bu ara ota boka gülüyorum.Bugün Farklı'yla göz göze geldim diye 5 dakika,derste çocuğun teki birinin kafasına vurdu diye 5 dakika,Farklı çok farklı gülüyor diye 5 dakika,Edebiyat hocası kedi belgeseli izleye izleye kedil profesörü olduk dedi diye 5 dakika güldüm.Artık durumun ne kadar vahim olduğunu siz anlayın.Ki bunlar sadece ufak bir kısmı.Baya ufak hem de.

4-Ben sadece sınav haftası çalışabiliyorum.Fazlasını bünyem kabul etmiyor.Hem soruların çoğunu da yapamıyorum ondan böyle boş boş takılıyorum :D

5-Ben sayısalı berbat olan ve İstanbul Hukuk olmazsa olmaz diyen kız.''Lan sayısal daha avantajlı acaba onu mu okusam hem hukukta sıktı'' demeye başladım. :O

6-Şey lafını çok fazla kullanıyorum.Daha geçen gün ''BİP(bir erkek işte)'in şeyi şey olmuş.Zaten o şey yapmıştı'dedim :D bana bir cümlede en fazla 'şey'lafı kullanma ödülü verilsin :D.Demek istediğim cümle ise''Bip'in kazağı terlemiş.Zaten o basket oynadı'ydı.

7-Ben yine baya saçmaladım :D Ama şeyim yani şey mutluyum :D Böyle düşünmeden konuşmak,yazmak güzel şey :D Bunlara katlandığınız için teşekkürler ve şeyli günler.Yani İyi,mutlu,sağlıklı,huzurlu,..........günler :D

6 Aralık 2011 Salı

Her gidişin bir dönüşü vardır demiş.Palavracı şerefsizin teki.

RAHAT UYU

Dost meclisindeyim ; Cuma’yı içiyoruz.
Çınlar mı kulakların bilmem ama,
Senden bahsediyoruz.
En amiyane tabiriyle,
Kaderine küfrediyorduk ki,
Çok kafam attı ne bileyim.

Sen tabi rahat uyu.

Sen kendini şiirle eylerdin.
Bak büyüdüm şiir yazıyorum.
Ama iyi ama kötü.
Denk gelemedik Ay Çiçeği.
Okusan sen de çok severdin.

Sağlık olsun.

Ben bu ara biraz ‘‘çok yalnızım ulan ben’’.
Anlatabildim mi?

Sen tabi rahat uyu.

Böyle böyle yiyecek başımı benim de dünya.
Bunlar teferruattır. Mühimmat değil.
Az daha sonsuz oluyordum,
Salla dedim bu gemi lafla yürüyecek değil

Sonsuz olacaktık Ay Çiçeği..
Biz sonsuz olamadık;
ama ben bir keresinde güzel bir rüya görmüştüm.
Yetti diyemem; yetmedi.
Bir keresinde bana, ölümüne bir sevgi beslemiştin.
Bitti diyemezsin; bitmedi.

Bilmem anlatabiliyor muyum?

Sen tabi rahat uyu.

Her gidişin bir dönüşü vardır demiş.
Palavracı şerefsizin teki.
Hoş; Olaydı,
Döner geriye, yine severdin beni.
Ben her şeyden çok seveceğim.
Gidersem de sırf sana geri dönmek için gideceğim.


Benim En Güzel Canım.

Gittiğin yerde buradan çok sevil!
Her gidişin bir dönüşü olmak zorunda değil!

Gittiğin yerde de değerin buradan iyi bilinsin,
Oraları bilemem ama sen buralara fazla iyisin!

Dost meclisindeyim Ayçiçeği!
Cuma’yı içiyoruz!


SEN ÇOK RAHAT UYU!

                                                                    can bonomo


çok ama çok şiir okurum,bu da ben de fazla etki bırakan şiirlerden bir tanesi.okuyun.

                                                               aptal kovboy*

4 Aralık 2011 Pazar

Oğlum iyi ki varsınız ya

  70 izleyici olduğumuzu göremedim. Bu çocuğunun ilk adımını attığını görememek gibi. Ya da tamam abartmayayım, çocuğunun ilk "baba" deyişini duyamamak gibi. O da mı önemli ya da ya. Ay her ne haltsa yani.
   Bizi takip eden, yorum yapan herkese çok teşekkür ediyorum cidden beni inanılmaz mutlu ediyorsunuz. Şu blogu iyi ki açmışız diyorum.
   Tabi arada bir diğerleri de yazsa iyi olacak. (Evet sayın Aptal Dörtlü üyeleri, bu lafımdan alının ve yazın artık)
   Şu aralar hayatım alışmakla geçiyor. İneklemeye, sınav haftasına, insanlara, öğretmenlere. İlk çok zor geldi ama (Nazar değmesin) şimdi daha iyiyim.
   Size şu "hoşlandığım çocuğu", nasıl rezil olduğumu anlatıp içimi dökmeyi gerçekten çok istiyorum, şu sınav haftam bitsin tek tek anlatacağım.
                                                                                   Şimdilik, Öpüldünüz
                                                                                         Kupa Kızı
 

1 Aralık 2011 Perşembe

Ben galiba hoşlanıyorum

  Ama galiba. Emin değilim. Olmamaya çalışıyorum zaten. Bi de kupa Kızı ben.

25 Kasım 2011 Cuma

pianoyu "payano" diye okumak

  Cidden ingilizcem kötü değil. Nasıl yaptım bilmiyorum ama hoca bile Kupa Kızı denince, "hangi Kupa Kızı, payano olan mı" filan diyor. Bir de çok dans edesim var ama ayağımı kaldıramıyorum. Zekeriya Beyaz Hoca'ma soruyorum, Hocam bu caiz midir?
   Ayhan Sicimoğlu'nun prodüktörlüğünü yaptığı bir cd var, "En Estambul" isimli. İlk şarkı da aynı adı paylaşıyor, latin müziğine yatkın biriyseniz feci öneriyorum. Öpüldünüz

23 Kasım 2011 Çarşamba

bira? -yok. tekila? -yok. toblerone? -yok. pizza? -yok. pardon pardon yaşıyor musun sen aptal kovboy? -yok.

hmm size bahsettiğim biri vardı hani kuzenim bulmuştu,sanatsaldı,itüde okuyordu,fransız ayakkabıları giyip papyon takıyordu.heh işte o çocuğu üç aydır görmek istiyordum ve artık rüyalarıma giriyordu ki tam o dönemde yani geçen hafta ben bu çocuğu gördüm.oturduk muhabbet falan ettik.tatlı tatlı bir şey.ama arkadaş oluruz anca diye düşünmekteyim.neyse neyse o da yeterli özünde yani bu çocuk hayatımda gördüğüm en çok bana benzeyen erkek sanırım.benden daha sanatsal hatta o derece.yaşıtlarımdan beklemicek bir davranış bu.yaşıtım değil üç yaş falan var aramızda ama 3 yaş ne ki? cem adrian konserine gitmek kısa film çekmek gibi hayallerimiz de mevcut tabi.

bu hayatta kilo kilo kilo diye bir problem var.acı ama gerçek.ben de baktım bu kilo olayı dur durak bilmiyor hop düştüm yollara.gittim doktora."usta bana tak iğneleri" dedim.yok yok öyle olmadı "şey merhaba ben akupuntur taktırcaktım" dedim.sağolsun saglam geçirdi hemen iğneleri.ama acımıyormuş onu algıladım.bir de kol gibi bir diyet listesi verdiler.ya içinde çikolata yok.içki yok.yaa balığı bile kızartma yiyemiyorsun o derece.onu bunu geçtim pizza bilem yok.ama hayatımdaki bütün güzel şeyleri çıkarınca bu iğnelerle bir iki ayda fıstık gibi olabilirmişim.fıstık gibi olmak mı,çikolata içki pizza mı? diye baya bi gittim geldim ama kalbim her ne kadar "bira,tekila,pizza toblerone" dese de mantığım "aptal kovboy sikcem kalbini az zeki ol başla şu diyete mutlu ol" dedi.bunun üstüne bir daha düşündüm dedim kalp kalp dediğin nedir gülüm? ve mantığımı seçtim.hala mantığımın yolundayım.mantığım olaya bir de dip not düştü,eğer kilo verirsen yeni çocukla kanka değil sevgili olursun gibisinden.hop o noktada "kalp kim? o ne? ne zaman icat edildi?" dedim o tarz bir durum yani.bilmem anlatabiliyor muyum?

oldu o zaman.
ben yarın yine can bonomo'dayım bir gelişme olursa gelirim buralara.bir de kilo verme olayımı buraya sürekli yazacağım.
 hadi muhabbetle  
                                                      aptal kovboy*

20 Kasım 2011 Pazar

Defterimde "gökyüzünde dans" teklifi

Öncelikle merhaba ben ATSK!! Ünlem sevdalısı da denilebilir :D. Her neyse konumuza dönelim yani deftere.
  Şimdi ben biyoloji çalışırken defterimde bir yazı gördüm.Hiçbir zaman günü gününe tekrar olayını beceremediğim için o yazının oraya ne zaman yazıldığını da bilmiyorum.Aynen şöyle yazıyor defterde ''Benimle gökyüzünde dans et küçük prenses''. Ama böyle salaş tam okunmaya bir yazıyla yazılmış ve kimin yazdığını bilmiyorum.

    İlk başta Farklı yazdı sandım.(Farklı lisede edindiğim bir arkadaş)Ama o değilmiş.Sonra ona yazıldı sandım çünkü arkadaş baya popi bir tip.Yavşayanı filan da vardı, o sandık.Ona sorduk o da değilmiş!!!!!Hem zaten fark ettim ki defterinde ilk sayfasında dışarıdan görünecek şekilde benim adım yazıyor.O zaman bunu yazan kim?!!Şimdi iki seçenek var.

1. Benle dalga geçilmiş olabilir.Yani biri yazıp benim ne tepki vereceğimi merak edip dışarıdan eğlenmek istemiş olabilir.Ki bence en mantıklı olan sonuç bu(Zaten iki sonuç var lan neyin dalgasındayım?! :D)) Ama Kupa Kızı bunun olmayacağını düşünüyor.Çünkü bu söz dalga için yazılamayacak kadar güzel :D

2. Biri cidden bunu bana yazmış! Bu korkutucu,güzel,heyecan verici bir olay :) Çünkü söz çok çok hoşuma gitti ya!!Ve ben hayatımda böyle bir şey hiç yaşamadım hatta bir vaka dışında beni sevdiğini kimse yüzüme söylemedi.O vakada sayılmaz zaten çocuk çok yavşaktı. Böyle bir durumda tabii elim ayağıma dolaştı resmen ya kalbim deli gibi çarpıyor valla ya! Acaba bu ciddi yazıldıysa kim yazdı?! Hem nasıl yazdı yani kimseye görmeden defteri ele geçirip nasıl yazdı?!Bu sorular cevap istiyorum ben!! Ya nasıl bir durumdayım şuan onu bile bilmiyorum :S

   Bir de bu kadar heyecandan sonra dalga çıkarsa göt olurum.Ya düşündüm de bu yazının sırrı çözülsün de ben göt olayım buna bile razıyım yani!

19 Kasım 2011 Cumartesi

Günümüz gençliğinde "Justin"i kullanarak hakaret etmek

   Şimdi Allah aşkına kimse buraya "Justini seviyorum ben" "Onunla evlenecem oğlum, evleneceğim adam hakkında doğru konuş" falan demesin. Geçen Naylon Prenses birine hakaret edecek, "Kapıcımın oğlunun kafasındaki bitten 2 sonra seviyorum seni" de, dedim. "justin bieber'dan bir sonra seviyorum" demiş, nasıl güldüm belli değil. Yapılabilecek en iğrenç hakaret buydu bence

Karpuz Güzeli

  Sınıftaki adım bu. Bi de aptal sarışın. "Sarışın değilim oğlum ben, kör müsünüz?" diyorum, hala iddia ediyorlar. Artık yolda adam durdurup sorduk, onlar da sarışın dedi. Bu milletin sarışın algısına sıçayım. Bir de neydi hah "garip saçlı kız". ama en çok aptal sarışın. Bir soruyu bilemedim ya misal "Sarışın yaa" "Hahaha sarışıııın". Başka bir şey yazacaktım ama kendimde o mecali bulamadım. Öyle yani, ben sarışın değilim herkes bilsin yani. Tabii bu cümlelerden sonra ben bil e "sarışın mıyım lan ben. Başka türlü bu kadar malca konuşamam" dedim ama olsun

17 Kasım 2011 Perşembe

Öküzlük budur.

  Ciddi öküzüm ben ya, gerçekten ama. Tabi ben Kupa Kızı. Benim için çok değerli olan bir arkadaşım var, gerçekten kardeşim gibi gördüğüm, her kötü anımda yanımda olan, neşelendiren ve çok güvendiğim. Geçen gün telefonda konuşuyorduk, konu yaşa geldi. Yaşıtız,sadece ay farkı var. Konuşma şu:
Kupa Kızı: Ben senden büyük müyüm lan? Bayramda elimi öpersen bir lira veririm.
A: Bilmem Kupa Kızı, büyük müyüm düşün?
KK: (Burada doğum gününü unuttuğumu farkettim ve dumura uğradım) Ee bayramda bir yere gidiyor musunuz ya?
  Sonra konu değişti, ama yine sordu tabii ki, sormasa şaşarım zaten.
A: Kupa Kızı benim doğum günüm ne zaman?
KK: (Kahkaha attım) Eee şey ee ekim, yok yok kasım. Kasım mı lan? (burada panik oldum) Ohaa geçti mi yoksa, A, çok üzgünüm ciddi unuttum ya nolur affet ayy inanamıyorum kendime, geçti mi? Geçmedi de nolur
A: Dalga geçiyorsun değil mi?
KK: Geçti mi yani? Ekim doğumlu muydun sen ya? Kasım mıydı? Ee çok ama çok aşırı üzgünüm ya dur hatırlayacağım, olur kapatma.
A: (Burada kızın sesi çok değişti) KK, sana harbi inanamıyorum. Kasım mıydı ekim miydi onu söyle?
KK: Ee ekim yaa ekim. Ya da kasım. off bilmiyorum
A: Görüşürüz KK, gerçekten çok sinirliyim sana karşı konuşamayacağım

dedi ve yüzüme kapadı tabi ki.

  İlginç tarafı, sonra hatırladım ki doğum günü 12 ocaktı

11 Kasım 2011 Cuma

şimdi o bana sarıldı desem kaçınız inanırsınız? inanmayın lan ben bile inanamıyorum.

hayat tuhaf gençler öncelikle şunu sağlam bi anlayalım.
yazdan kalma bir günde (neden bilmiyorum ama aradan zaman geçmiş olayları anlatmadan önce bu cümleyi söylemeyi seviyorum.korkmayın lan hemen sadece 3 gün önce olan bir şeyi anlatacağım) bir salı günü (bu hafta içinde olan salı o salı) ben bi arkadaşımla buluştum(evet uzun bir zaman sonra ilk defa bir arkadaşımla buluştum.o ayrı.çünkü ben asosyalim). oooooof oooof çok karıştı konu böyle birazdan niye girdim lan bloğa ne yazıcaktım? havasına bürüncem. konuyu baam diye anlatmaya şu an karar verdim.evet en baştan başlıyoruz


ben geçenlerde bir arkadaşımla buluştum.sonra aklıma karamelin(umarım onu unutmadınız onu yani o benim yaklaşık 2 yıldır plotonik olduğum bir insan hoş unutmuştum bi süredir ama...) kardeş gibi oldukları çok yakın bir arkadaşı geldi.biz de onunla çok yakınızdır.işte aradım onu falan nerdesin muhabbetleri bıdı bıdı.aynı yerdeymişiz meğer.oh ne hoş gidiyim göriyim özledim onu da ya falan modundaydım.sora yanına giderken çocuğun şey dedim yanımdaki arkadaşıma "ay düşünsene karamel de yanındaymış falan.valla aylardır anca topladığım psikolojimi beş dakikada çökertir" daha sonra karşımda karamelin arkadaşını gördüm ve kafamı milim sola kaydırmamla karameli.tabi ki ŞOK ŞOK ŞOK moduna girdim.gittim arkadaşına sarıldım falan sonra karamele arkamı döndüm(biz genelde merhabalaşmayız bile çok nadir konuşuruz.) bu aptal kovboy dedi döndüm arkama tam elimi uzatıyordum merhabalaşmak için ki bu sarıldı öptü nasılsın aptal kovboy dedi.evet bu andan sonra söz sende birand.yok yok öyle olmadı söz bende kaldı. ardından aynı masada uzunca bir süre oturup muhabbet ettik.yaa ben onun yanında özünden titrerdim önceden ama bu sefer öyle olmadı.tuhaf.ama öptü yani.

aşk bu dünyanın başına gelmiş en saçma şey. o yüzden olmuyorum ben artık.net.karamelle de arkadaş modu falan işte. sakın ha  aşık olmayın.bak ciddi saçma ya öyle böyle değil.

                                                                                                                   aptal kovboy*

7 Kasım 2011 Pazartesi

Bu çocuk, bu çocuk

  ATSK, resim koydum diye kızdı galiba. Affetsinler prensesimiz. Selena Gomez asla sevmem ama şu élove you like a love song" şarkısını bir çocuk söylüyor, bana göre kızdan daha iyi. Ayrıca çocuk çok tatlı, ayrıca ve ayrıca sözleri dinledim de aslında gerçekten güzel

It’s been said and done
Every beautiful thought’s been already sung
I guess right now, here’s another one.
So your melody will play on and on with the best of ‘em
You are beautiful like a dream come alive, incredible.
A sinful, miracle, lyrical.


3 Kasım 2011 Perşembe

ne diyorum lan ben?

hayat zor mu ?
-bilemedim ki bak şimdi
işin özü sadece yazmış olmak için yazıyorum... yok yok öyle değildi o yazıyorum lan işte.
hayat zor malum yolları bir hayli pürüz.ne diyorum lan ben? valla içmedim.ama vodka bayıldır su ayıltır. heeey! duş almam lazım abiii ayılmam gerek.evet şu an kafamın güzel olduğu konusunda hemfikiriz sanırım ama değil sadece doğuştan gelen bir şey bu yani ben doğduğumda vücudumdaki temiz kan tekila,kirli kan viskiydi.süt yerine rakıyla beslendim ben,o zamanlar tek bir mantık vardı özünde "ikisi  de beyaz".ama bebekken bana bira vermediler.bira çiş yapar bez yetiştiremeyiz dediler.büyüdükçe sevdim ben de onu sevdikçe bağlandım (bak yine şahane saçmalıyorum).ben hayatım boyunca hiç alkolik olmadım hep düzenli içiciydim ki önemli olan buydu zaten.mesela ben başladığım içkiyi bitirmeden kalkmam masadan büyüklerimiz öğretmedi mi "başladığın işi bitir" diye? aynen o tarz bir mantık benimki de.yazıya başladığımdan beri de ya yazı silinirse diye düşünüyorum sanki çok mükemmel yazıyormuşum gibi.arada kendime ana bacı sövmek istiyorum yok yok sadece istemekle kalmıyorum yapıyorum hem şey denmiyor muydu istemek yapmanın yarısıdır? öyle miydi o?

olum baktım da kafiye olayının amına koymuşum (sevmem özünde çaktırmayın).şiirsel gibi olmuş satır satır mı yazsam lan bunu.neyse onu sonra bi ara düşünürüz şu an kafam bulaşık teli oldu.

içmedim ulan içseydim söylerdim.samimi söylüyorum bak.kafanı yorma böyle şeylere.hepiniz çok çılgınsınız aslında.

                                                                                                               aptal kovboy*

23 Ekim 2011 Pazar

Huuhhuuu biri var mı?

  Biz yokuz şahsen.Yani her pc açtığımda şöyle bir bakıyorum ama bayağıdır yazmıyoruz hiçbirimiz affedin. tabi okuyan varsa. Ama bundan sonra kısa kısa yazmaya karar verdim. Şimdi şöyle ki, okul iyi güzel. Ama bizimkileri çok özlüyorum. Aptal Kovboy'un ve ATSK'nın 11. yaş günümde bana yazdığı mektupları buldum, hüngür hüngür ağladım. Sizi Seviyorum!

9 Ekim 2011 Pazar

Ukalasınız tamam mı?

  Bayağıdır yazamadım, hepinizden özür dilerim. Ben Kupa Kızı buarada, artık Naylon prenses'ten biz bile ümidi kestik. Neyse efenim okul hayatım aynen bir madalyon. Bir yüzü güzel, bir yüzü bok gibi.
***
  Geçen annem beni resim kursuna yazdırdı. Sınır 15 yaş, yani en küçük benim. Yanıma lise 3e giden bi kız oturdu, ,ilk başta kaynaştık gayet güzel. Arkada da lise 3e giden bir çocuk vardı, ama çok sessizdi içimden tanışmak gelmedi. Sınıfın geri kalanını 50 yaş üstü bütün gününü boş geçiren teyzeler ve amcalar oluşturuyordu.
***
  Neyse hoca geldi, "Çizgi çizin" dedi. Vayt ne zor diyerek çizdim, bütün sayfa doldu zaten 10 dk.da. Baktım hala çiziliyor, 20 dk.ya çıkardım. Hala çiziyorlardı 30 oldu.40, 50 derken, Biz 2 saat çizgi çizdik. Ben de sıkıldım karalama yapmaya başladım. Karalama da şu, mal bi vazo gölge vuran taraf siyah, sonra gri ve beyaz. Gayet basit bir gölgeleme yani.
***
  Adam ukala ukala baktı, güldü "Bunlar bizim seviyemizde değil, bizi aşar sonra geleceğiz buralara" dedi. Amaa nasıl bi bakış ooo. "Sen kimsin ki elin bebesi gölgeleme yapıyon haa? gölgeleme zordur siyah-gri-beyaz zor yani" diyo resmen. Ben de "Merak etmeyin ben o seviyeye çoktan geldim zaten" dedim. Adamın yüzü asıldı, anlamadı "Ne yani bunu şimdi çizmedin mi" dedi bana. Evet parmak kadar vazoyu önceden çizerek resim sanatının ....... koymuş oluyorum zaten.
***
  Geldi yine gülerek "yok yok çizme bunlar bizim için fazla" diye nutuk attı. Ben de dayanamadım yanımda götürdüğüm resimleri gösterdim. Ama çok kötü hissettim sonra, çok ukala gözüktüm. İnanın dayanamadım ama. Karalama yaparken bir yüz çizmiştim, yanımdaki kız bana döndü, yüzün elmacık kemiğini belirtti gülümsedi önüne döndü. Dedim acaba ne çiziyo, onun kağıdına baktım. bir sürü yuvarlak. Bu ne lan? oldum resmen. Kız yine gülümseyerek döndü "Ben yuvarlak çizmeyi çok severim" dedi, "Bak" diye yuvarlaklar yapmaya başladı. Dedim napıyosun, üzüm yapıyomuş. Hani bi gölgesi olur, kontürü olur üzüm bile güzel olur. Yok mal gibi 100 tane düz yuvarlak yanyana gelmiş ve üzüm olmuş. Böyle mal bi kız benim resmime karışıyo. Bi de nasıl ukalaa, o halleri görseniz "Sen küçüksün elmacık kemiği çizemezsin. Ama baak benim üzümlerim var" bakışları, o edalar filan.
***
  Neyse o kıza da sinirliydim, bi amca bütün sınıfa resimlerini göstermişti, hoca da ukalaydı ben de açtım resimlerimi. Kız şok oldu, benden hiç beklemiyodu, anladım onu. Hoca şaşırmadı, baktı baktı "Bunlar lekelemeyle yapılmış (alın kurşunkalemle çizgi çizin, parmağınızla dağıtın, onu diyo) sanatsal bi öğretisi yok." dedi. Sanatsal öğreti ne mal herif dedim içimden. "Biz gölgeleri tek tek çizgiyle yaparız" dedi, bi resim verdi bu ne lan oldum. Hiiçç de beğenmedim öyle gölge mi olur dedim, tabi içimden.
***
  Sonra adam bana hangi liseye gidiyorsun dedi. xxxx lisesi dedim. Ne dedi peki? ne dedi? Düz lise mi o dedi. Ben de düz lise tipi var yemin ediyorum, yani yoksa hiç bi insana bu kadar çok "düz liseye gidiyosun dimi" "düz mü o" filan diye sorulmaz. Aşağılar bir bakış attım. "Anadolu" dedim. Hmm dedi gitti. Bi de kurs 9da başlıyo 4 de bitiyo leonardo da vinci olcaz herhalde. O kursa giden insanlar ne ara yiyo, yaşıyo çocuk yapıyo hiç bi fikrim yok.
***
Bi daha da kursa gitmem

8 Ekim 2011 Cumartesi

Diziler hakkında iki yalan bilgi

Aslında benim ders çalışıyor olmam gerek ama canım istemiyor.Ve uzun süredir bloga bu iki yalanı yazmak istiyordum.Şimdi zaman olarak denk geldi ve ben de yazıyorum :D
  Şimdi 1.yalan 'Ne kadar güzel olursan ol bir yerden inerken(çoğunlukla merdivenlerden)ya da bir ortama girerken bütün gözler sana çevrilmez!Yani sen dünyanın gelmiş geçmiş en güzel kadını olsan da üstünde bütün hatlarını ortaya çıkaran mükemmel bir elbise olsa da seni hayran hayran izlemez kimse.Yok böyle bir şey ilk an bakarlar daha sonra kadınlar kıskanır ve yanındakilerin dikkatini çekmeye çalışır.Bu kadar.Yani sen yerine oturana kadar o büyü illa ki bozulur.Bu yüzden bir yere girerken böyle bir tepki görmeyi bekleme.Ha bir de o kıskanç kadın var ya-ki kadınların %99 öyle-kesin bir kusurunu bulur ve seni kötüler.Tabii bu duruma da sevinebilirsin demek ki senin gerçekten güzel buldu diye ama kadınlar bunu da ele vermez.İşin çok zor sana bol şans!!Bu yüzden hiç öyle dizikilerdeki gibi herkesin sizi hayran hayran izleyip sürekli seni izlemesini imkansız ve çok sahte!

 2.yalan Dizilerde bakımlı kadınlar çoğunlukla süs bebeği gibidir.İlk başta çok beğenirsin onunla çıkarsın esas kız da üzülür.Onun gibi olmaya çalışır ama beceremez.Sonra adam bakar ki süs bebeği sadece nazlanmak istenen güzel kızdır.Adam bunu bir süre sonra çekemez.Sonra gider esas kızı bulur.Bu esas kız erkek fatma gibidir çoğunlukla.Yani pek kendine bakmaz ama çok akıllıdır harika bir üslubu vardır aynı zaman da erkeklerin ilgisini çeken konularda da bilgi sahibidir.Ve onu sevdiğini anlar böylece esas kızla adam birlikte olur.Ama dizilerde!!Gerçek hayatta ise erkekler dizideki esas kıza şans bile vermez onu sadece arkadaş,kanka olarak filan görürler.Asıl ilgilerine çeken ve birlikte olmadıkları kişi bakımlı,güzel kadınlardır.Tabii ki bunun için erkekleri suçlayamayız sonuna kadar haklılar sonuçta bir kadın da en başta dış görünüşe bakar.Ama eğer kafası uymadıysa onu bırakır erkekler bunu yapamaz işte bu yüzden bu duruma düşerler.Her neyse konuyu sonuca bağlarsak kadınların bakımlı ve güzel olmaktan başka şansı yoktur.Özellikle de ilk etap için.Daha sonra kafa da uyarsa hem adam hem de kadın sevinir.Ama bakım şart.O zaman hepimize kolay gelsin hanımlar.Bol bakımlı günler :D
-ATSK-

21 Eylül 2011 Çarşamba

aşık değilsem neyim ?

tamam şimdi bir önceki yazımda  dediklerimin hepsini unutun şimdi fonda nil karaibrahimgil-seviyorum sevmiyorum var ve bu sefer fon tam oldu.aslında şöyle oldu ben şu önceki yazımda görmüş olduklarınızı yazdım ardından eski yazılarımı okudum ve çapsız konusu kafamı sikti bıraktı.
*bazen gelsin yanımda olsun elimi tutsun
*bazen elimi tuttuğu güne lanet girsin
*bazen o güvenilmez biri defolsun gitsin hayatımdan
*bazen odun işte unutmalıyım
*bazen ohooooo ben çoktan unuttum onu aklımın ucundan geçmiyor
*bazen bir daha asla görüşmeyiz anca bir  yerlerde karşılaşırız selam verir geçeriz
*bazen sadece elimi tuttu onun dışında  pek bir şey olmadı abartıyorsun gerizekalı aptal kovboy
*bazen o kim ıyyy adını bir daha söyleme midem bulanıyor
*bazen elime tuttuğu ana geri dönelim dünya dursun diyorum ve bunların hepsini söylerken biraz daha saçmalıyorum.
hepsini söylerkenki psikolojim çok farklı aslında uzun zamandır unuttum diyordum ama görünce iş değişiyor yani onu sevmiyorum buna eminim yani seviyorum fakat aşk gibi değil daha farklı bir duygu ama ağır basan bir duygu.

tamam tamam sustum.ben de anladım bana yakışmıyor bu tarz duygusal şeyler zaten yazmasını bile beceremiyorum ama tek bir  sorum var aşık değilsem neyim?

oldu o zaman 
                                                                                                                       aptal kovboy*

özlersin,yanına girdesin,kocaman sarılırsın.peki ya sonra ? sonrası yok,o bir ODUN.

şu an fon olarak can bonomo-süper çalıyor ve şarkıda diyor ki "sevmek çok güzel seni sevmek çok güzel senin olmak süper" ama benim durumumun bu şarkıyla hiçbir ilgisi yok onu sevmek hiç güzel değil.hayatımda süper olduğunu söyleyebilceğim bir şey de mevcut değil zaten. neyse bugün kupa kızının okulunun çıkışına gittim onu bir arkadaşımızı ve çapsızı görmek için. ben okulun kapısında bekliyordum çapsızı okulun içinde gördüm ve onu görmenin verdiği heyecanla bütün okulun duyabilceği bir sesle çapsıııııız! diye bağırdım gittim kocamaaaaan sarıldım öptüm ama ODUN tepkisiz kaldı sadece nasıl geldin okulun yok mu gitmedin mi falan dedi kupa kızları da gelir şimdi dedi falan bir süre ona baktım o bana baktı mal mal. salak yanımda azıcık durup ben servise gidiyorum dedi ve gitti ODUUUUUUUN tamam her erkek odun ama bu çocuk biraz abartmış.ya aslında ben onu sevmiyorum ya ciddiyim aşık olma durumu falan söz konusu değil ama böyle zaman zaman "çapsızzzz yaaa özledim keşke yanımda olsa" triplerine girdiğim oluyor bir de yeni okulum sikim gibi olduğundan o odunun bile mükemmel erkek olduğuna inanmaya başladım işin özü level level düştüm.bir de buna dedim ki "hiç mesaj atmıyorsun unuttun beni,bunalıma soktun ya " odun dedi ki "kimseye atmıyorum"


oldu o zaman

                                                                                       aptal kovboy*

18 Eylül 2011 Pazar

http://twitter.com/#!/aptald bizim de bir twitterımız var :D

kendimi ali ağaoğlu gibi hissediyorum çünkü yaptım oldu. evet evet twitter hesabımız var artık http://twitter.com/#!/aptald adımız aptald aslında gönül isterdi ki aptaldörlü olsun ama gel gelelim o adı vermiyorlar :/ neyse bu da iyi artık burdan da takılırız :)
                                                                               aptal kovboy*

17 Eylül 2011 Cumartesi

Mim!Ben deniz ATSK!!!

Ölmeden önce en fazla yapmak istediğim şey kesinlikle İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİNİ kazamak!!Aynen Aptal Kovboy gibi ben de ister 18 ister 58 yaşında olsun ama burayı kazanmak istiyorum.50 yaşında kazanırsam 50 yaşında giderim hiç üşenmem valla :D.Bu üniversite konusunda hep büyük konuştum belki hata yaptım bilmiyorum ama aynen içimden geçenleri söyledim.Bu üniversite ve o fakülte bu hayatta en çok istediğim şey.
2-Hayatımda istediğim hedeflere ulaşıp istediğim yerlere gelmek.Bunlar içinde çok uçuk kaçık olanlar da var normal boyutlarda olanlar da var ama hepsinin olmasını çok isterim!
3-Yamaç paraşütü yapmak ve dağa tırmanmak.Aamaç adrenalin yaşayıp kafayı bulmak :D.
4-Maskeli baloya katılmak.Hep özenmişimdir ya.
6-Bizimkilerle kamp kurmak.Tatilden daha eğlenceli olacağına eminim.
7-Türkiye'nin her yerine ve İtalya'yı görmek.Her yerin,en yoksul mahallesinide en zengin mahallesinide fotoğrafını çekip sergi yapmak.
8-Bir dönem dizisinde rol almak.Aslında bunu yapmazsam çok fazla üzülmem ama yapmayı çok isterim.

Bitti aslında daha çok var ama hepsini yazmak istemedim.Şimdilik bu kadar  ama gelecek ne getiriri bilemeyiz :D

16 Eylül 2011 Cuma

Bu da benim kocam, ilk söyleyen. benimki kupakızınınkindendaha yakışıklı- naylon prenses

14 Eylül 2011 Çarşamba

      Lanet olsun bu aşka, lanet bu sevgiye. İşte gelecekteki kocam

13 Eylül 2011 Salı

Mim Vol 2.- Kupa Kızı

 Uğur Böceği bizi mimlemiş! Çok teşekkür ediyoruz buradan kendisine. Tabi ki bütün diğer bloglarla uğraşan ve mimleri takip eden kişi Kupa Kızı ben.

Mimin Konusu: Ölmeden önce mutlaka yapmalıyım dediğiniz şey/şeyler nelerdir?
Bunlar benim cevaplarım, Aptal Dörtlü'deki diğer kişiler de isterse cevaplandırsın.

1. Gay bir arkadaşa sahip olmak: Şimdi bana göre bütün mükemmel erkekler gaydir. Çünkü onlar hiç bir erkeğin olamayacağı kadar anlayışlı, duyarlı ve eğlencelidir. Beraber oturup "Ayy şu çocuk çok tatlıı" diyerek dedikodu yapabilirsiniz. Üzüldüğünüzde, bir şey ima ettiğinizde şak diye anlarlar. 
Diğer "Kardeşim" dediğiniz erkek arkadaşlarınız gibi size yan gözle bakmazlar. Ki ne demiş Freud: "Hiç bir erkek, sahip olamayacağını düşündüğü kadınla yakın arkadaş olmaz." Bu da ne demek? Gay değilse, size yan gözle bakmayan erkek arkadaşınız yok. Üzgünüm, acı gerçekler.

2. Grupça Tatil: Bunu gerçekten istiyorum, umarım gerçekleştiririz. Herhangi bir yer olabilir, Antalya, Bodrum,Ayvalık. Yeter ki içinde deniz,kum, güneş olsun ve hep beraber olalım.

3.Dünya Turu: Herhalde herkes gibi ben de istiyorum, ama biraz daha farklı. En az 2-3 senemi bu tura ayırarak 20-30 ülke gezmek isiyorum. Tabbi nasıl yaparım bilinmez, sadece hayal kuruyoruz değil mi?
Gezdiğim ülkelerde en az bir ay kalarak, ünlü yerlerinden mahalle aralarınakadar gezip; snop insanlarından köylüsüne kadar tanışıp fotoğraf çekmek istiyorum. Bunun için bayağı bir sermaye gerek herhalde. 

4.Bir evin duvarlarına resim çizmek: Bundan kastım şu, bir apartmandan iş alıp bütün dairelerin, bütün duvarlarına yağlı boya resim yapmak. Tabii bunu tek başıma yapamazdım herhalde, ayrıca kimse o apartmandan ev almazdı.  Annemler bizim ev boyanacağı zaman bir duvarı vermişti, istediğim gibi boyamıştım. O kadar güzel bir his ki. Sınırlarınız yok, istediğinizi çizebilirsiniz ve hiç bir yere sığdırmak zorunda değilsiniz. Tabii bunu bir apartmana uygulayamam ama kendi evim olursa orada uygulayabilirim. 

5."Gerçekten" ihtiyacı olan birine ev tutmak,iş bulmak ve bazı ihtiyaçlarında yardımcı olmak: Bunu neredeyse her dilenen biri gördüğümde istiyorum, ama hala babasından harçlık alan biri için mümkün değil. Zaten babam trilyoner olsa anında onu batırırdım ben, buna inanıyorum. 1. Alışveriş faturalarından, 2. Yolda gördüğüm insanlara para saçmamdan. Bazı insanlar var; dilenmiyorlar, yalvarmıyorlar ve gerçekten kötü durumdalar. Bunu gözlerinden anlıyorsunuz. Geçen gün anlattığım amca misal. Ona yapardım. Ne bileyim evi yoksa ev tutardım, aylık olarak para yollardım filan. Ki hayat amacımı bunlara yöneltmeyi de düşünüyorum arada, çünkü başka her amacın bir sonu var. Zengin olmayı planlayabilirsiniz, kariyer yapmayı planlayabilirsiniz ama bir gün bunlara gerçekten ulaştığınızda boşluğa düşersiniz, "Yıllarca bunun için mi çabaladım" dersiniz. Ama her zaman insanlara yardım edebilirsiniz ve bunun mutluluğu asla bitmez. Belki de o insanın geleceği, günü hatta sadece saniyesi değişmiştir, ama siz "bir şeyleri değiştirmişsinizdir."

6. Bütün salon danslarını öğrenmek: Çok şey mi istiyorum diye düşünmeye başladım. Ama bunu cidden istiyorum, dans etmeye bayılıyorum özellikle salon danslarına. önümüzdeki yazda salsa kursu bulmaya çalışacağım, okul zamanı yapamam.

Benden bu kadar çok uzun oldu zaten. Buradan Manasız Konuşmalar'ı, ve Crazywomenrosemary'i mimliyorum, kolay gelsiin :)


Bizim blogumuz vardı!!!

Ben ATSK ve blogumuz olduğunu gerçekten şimdi hatırladım.Uzun süre internete girmeyince böyle oldu.Ama şuan kavuştum önemli olan buydu :)).Öncelikle Kupa Kızı'nın yazısına cevap yazıyorum.Şimdi biz yaklaşık 6 yıldır tanışıyoruz ama 2 senedir birbirimizi gerçekten tanıdık.Bu yüzden sınıfların karma olmasına ve dershaneye teşekkür borçluyum.Kupa Kızı onun sayesinde başıma gelen belaları yazmış ben de benim onun başına sardığım belaları yazayım.


1-Sevdiği çocuğa yazdığı şiiri sınıfta ona okuttum.Yani doğruluk mu cesaret mi oynuyorduk gıcıklık olsun diye erkeklere şiir okuttuk.Sonra ben düşündüm ki şimdi Kupa Kızı da şiir okursa hem yadırganmaz hem de belki çocuk da onu seviyordur ve anlar da çıkarlar diye düşündüm. Şiirde "ela göz" geçiyordu ve biraz aklı olan her insan, sınıfta tek bi ela gözlü erkek olduğunu düşünüp kim olduğunu anlardı. Ama Kupa Kızı'na göre anladılar, bana göre anlamadılar. Kavga ettiğimizle kaldık. Yine de yapmamalıydım, özür dilerim Kupa Kızı.

2-Biz 12'de meydanda buluşacaktık.Sonra da onların evine götürcekti beni.Ben 12.30 diye düşünüyorum hep ondan da çok kasmamıştım.Ama minibüs gibi değilmiş bu olay saatte bir otobüs kalkıyormuş.Ve bizim 12.20'deki otobüse binmemiz gerekiyormuş.Yani buluşmamız gereken saat 12.00'mış.Ama yine de çok geç kaldım gittiğim zaman saat 13.15 felandı.Kupa Kızı meydanda o güneşin altında bir saat bekledi. Ayrıca bu süreçte ona mesaj atmadım ve telefonumu da açmadım.Valla çok özür dilerim Kupa Kızı.Bunun için çok üzgünüm.

3-Biz tercihlerden sonra Naylon Prenses'e hediye almak için okuldan B.köy'e gidecektik ama anamın Almanya'dan kuzeni geldiği için ben Kupa Kızı'nı ekmek zorunda kalmıştım.Benim buluşmalarım ciddden problemli ya. Her seferinde Kupa Kızı'na şuraya gidelim diye söylüyorum, sonra mutlaka bi şekilde olay bozuluyor. En son Kupa Kızı "Bir daha sadece seninle buluşmayacağıma and içiyorum." dedi. Ama perşembe bizde kalacak, onun için en son "And içtim yaa bozulcak" diye kara kara düşünüyordu.

4-Kupa Kızı resim yapmayı çok sever.Hele insanları acayip acayip çizmeye bayılır.Bizim Tektaş lakaplı hocamızı da manyak manyak çizer sürekli. Motorsiklet üzerinde "Tektaş Gece Hayatında", Sınıfta "Tektaş
sınıfta" ve abiye giysili "Tektaş Baloda" şeklinde seriler üretmişti. (Hocamız erkek evet) Ben de bir kere derste ''Aaa sen Tektaş'ı elbiseli mi çizdin?' diye bağırmıştım.Tabii Tektaş Hoca, gözlerini Kupa Kızı'na dikerek bakmaya başladı. Kupa Kızı bir sabun misali aşağı kayarak en son sırada görünmez hale geldi. Sonra da bana bağırdı.

Ve Kupa Kızı'nın yazdıkları onlarda da çoğunlukla benim parmağım vardı.Hele hortum olayı %200 bana ait.Ve aklımıza gelmeyen niceleri.Gerçekten çok özür dilerim Kupa Kızı.Ama biliyorsun ki bunların hiçbirinde seni kırmak istemedim.Bunu asla hiçbiriniz için istemem bunu hep hatırlayın aptallarım.Tamam mı?Ve biliyorum ki siz de beni kırmayı asla istemezsiniz.Bunu unutursam bana hatırlatın.Buna da tamam mı aptallarım?

Tamam çok konuşuyorum cidden ayarı kaçırıyorum ama bu benim doğamda var.Ben 1'e giderken felan apartmandan içeri girer girmez anama otu boku anlatıyordum :D.O derece konuşma hastası bir insanım.Bunun için de bugüne kadar başını şişirdiğim her insandan çok çok özür dilerim ama ben böyleyim yani.Hem az konuşma kararı aldım valla bunu yapıcam ya da dilimi kıvırıp deneyeceğim diyelim :D.

11 Eylül 2011 Pazar

naylon prensesin eski bir mektubu.

bu aralar çok yazıyorum.çok oluyormuşum gibi geliyor.ama bu sefer küçüklük fotograflarma bakarken aralarında yıllar yıllar evvel naylon prensesin doğum günümde yazdığı mektubu buldum.ve mektup şu şekilde ;
                                                                                - Ruhum İçin-
bir bakarsın makbile,bir bakarsın burhan
oy oy kuzum benim konservatuar sana kurban
recep abi kusura bakma kankimin yanında halt yedin
aynı benim gibi bir insansın yetenekli ruhum benim
beraberce yaşadığımız tüm anılarımızı yazıyorum
sen ünlü olunca satacağım bende sinsilik var biliyorum
şaka bir yana ruhum,birtanemsin sen benim
en kötü günümde bile,yanımdaydın,gitmedin
7 sene boyunca seninle eğlendim coştum
sınıfta dans ederken çoğu zaman rezil oldum
acı,tatlı ne yaşadıysak dünyalara değişmem
sen benim için dünyadan değerlisin,cidden
tanıştığımız zaman çılgın,çatlak ve küçüktük
birtanecik kankim;bak,beraber büyüdük
şimdi ne değişti sanki,sadece boyumuz
ama artık biliyoruz,tek değişmeyecek şey ebedi dostluğumuz
çok duygusallaştım,ağlatacaksın beni
kusura bakma ama bu şiiri bitirmeliyim kanki
hayatımın anlamı,seni çok sevdiğimi unutma
en içten mısralarımla ruhun Naylon Prenses

bu mektubu ne zamandır saklıyorum muhtemelen bir ömür benimle kalacak.oldukça komik seviyorum bunu.

not:naylon prensesle birbirimize ruhum diye hitap ederiz.

oldu o zaman
                                                                                aptal kovboy*

10 Eylül 2011 Cumartesi

KupaKızı'nın bu hali doğuştan.diyet bozuldu ama sağlık olsun,kısmet. peki neden bizim bir twitterımız yok :'(

şöyle ki dün akşam hiç beklemediği bir anda telefonuma bir mesaj geldi ve mesajda aynen şöyle yazıyordu; 
"buzz.dostum.kardeşim.paralel evrende biricik arkadaşım.en karanlık gecede hayatıma  doğan ay ışığım.buzz.burak oldu.saray yandı.nefes alamıyorum annem yürü dedi.kötü o pis.piscik pisicik.gel pisicik.satanistler kedi kesiyormuş neden? ben kedi sevmem.gidelim buralardan.ah romeo neden romeosun den? inkar et adını babanı yadsı.yapamazsan eğer,vazgeçeyim capulet olmaktan ben."   evet evet böyle bir mesaj geldi ve kimden mi ? kimden olabilir ki tabi ki KUPA KIZIndan.tabi şaşırdım ne demek istiyor bu ne yani. o kedi mi kesmiş?romeo neden romeo  ki? anlayamadım? sanırım çok içmişti.sordum "ne içtin neyin var ?" diye."yok içmedim" dedi.evet evet kupa kızının bu hali doğuştan.aslına bakarsanız biz uzaylılar böyleyiz işte.mesela ben pembe panjurlu ev hayali kurmam kırmızı panjurlu ev daha çekici daha seksi bana kalırsa ve hayata da pembe gözlükle bakmam ben siyah net gösteriyor bence."ne alaka lan şimdi ?" diyebilirsiniz. ama demeyin çünkü ben de bilmiyorum.

kupa kızının şu dilencilere acıma olayını da hiç anlamamışımdır.bazen "ben mi çok odunum?" diyorum.ama yok sadece mantıklıyım (bir tür ego görmezlikten gelin bunu).bence ne olursa olsun insanlar çalışabilir dilenmek kadar saçma bir şey yok.bütün dilenciler salak sefil ve mahluktur bence.mesela geçen bir adam gördüm bacakları yok tekerlekli sandalyede ama elinde bir sürü balon vardı ve balon satıyordu,öylelerine saygım var mesela,adam yürüyemiyor ama para kazanmak için çabalıyor onlara ben de yardım ederim fakat diğerleri çok boktan.ve bazen kupa kızı diğerlerine de takılıyor.bunu yapıyor yani.

evet elma diyetine devam edememiş olabilrim ama "neden?" diye sorun bir önce.çünkü annem "böyle çok sağlıksız zaten bayılıyorsun normalde de aklım sende kalıyor olmaz böyle" dedi ve tıktı yemekleri ağzıma ağzıma. ama daha sağlıklı olması açısından diyetisyene gidecekmişim.e o da iyi.


ayrıca aptaldörlü diye bir twitter hesabı açmayı düşünüyordum hepimizin yazdığı ama twitter aptaldötlü ismini kabullenemiyor.o kadar mı kötüyüz :/ ağlarım ama

oldu o zaman.
                                                                                            aptal kovboy*