Bu Blogda Ara

14 Temmuz 2011 Perşembe

Bugün 14 Temmuz..

Küçüktük biz tanıştığımızda. Hayatı, geleceği, zorlukları, düşmanlıkları bilmiyorduk. Hala da bilmiyoruz birbirimize karşı.
 Hiç düşman olamadım ona. Olamadım, yapamadım, hak etmedi de zaten. Çok olmasa da kavga ettik biz de. Bazen çok kırdım onu,o da beni. Yine dehiç vazgeçemedim ondan.
 En başta sahip olduğumuz hiç bir şey yoktu, birbirimizden başka. Anılarımız yoktu, birlikte döktüğümüz gözyaşları yada beraber attığımız kahkalar. Zamanla birikti hepsi içimde. Bir süre sonra kendimi ondan ayıramadım o bendi, ben de o. Ağladığını hissettim bazen, bazense sevindiğini. Kimse inanmadı bize bizden başka. Kimse yapamazken, biz aynı şeyleri aynı anda düşünüp aynı saatte ağlayıp aynı saatte aynı filmi izleyebiliyorduk. O yüzden Telepatik dedik birbirimize. Bizimkisi ondan da öteydi aslında... Oradan çıktı "Sen bensin" lafı. Bazen "iki bedende tek kişiyi barındırabildiğimiz" için.
 Kimden mi bahsediyorum? Size göre "Naylon Prenses", okuldakilere göre "Güzin Abla" bana göre "Herşey." Ve bu gün herşeyimin doğum günü.
 Biz birlikte neler mi yaptık?
  •  Birlikte cebimizdeki bütün parayı harcayıp, yere oturup çantadan bulduğumuz 5 kuruşlarla gözkalemini ödemeye çalıştık ama sonunda 15 kuruş borçlu kalıp koşarak kaçtık.
  •  Gecenin bi yarısı 15 farklı renk ojeyi "bacağımıza" sürme yarışı yaptık. Sonra asetonun bittiğini farkedip "makyaj temizleme sütleriyle bacaklarımızdaki ojeyi" çıkarmaya çalıştık.
  •   Evden spor ayakkabıyla çıkıp, sokakta topukluları giydik ve küçük çocuklara "Şu abiler sizinle tanışmak istiyor" dedirten apaçilere küfür ettik.
  •   Telefonda kesintisisiz 2 saat 20 dk konuştuk ve sıkılmadık.
  •   Başkalarına anlattığımızda bize deli muamelesi yapılan konuları birbirimize anlattık, aynı düşünceyle, aynı anlayışla, aynı inançla. Bize bizden başka inanan olmamasına karşı.
  •   Bi birayı 30 saniyede fondip yapmak için kronometre tuttuk ve yaptık.
  •   Sabah saat beşe kadar oturup beynimiz sulanana kadar sohbet ettik.
  •   Çorapları pijamanın üstüne çıkarıp, bacaklarımızı duvara dayayarak kurbağa balesini icat ettik. 
  •    Kimi zaman odada gitarla türkü çalıp dans ettik, kimi zaman tuvalette elimize fırçalar alıp bas gaza aşkımı söyledik ve video çektik.
  •    Bazen de "Sen git, ben kapıyı açarım" dedik ama sonra şarkı söylemekten kapıyı duymadık. Bu yüzden birimiz elinde tepsiyle kapıyı yumrukladı, tekmeledi, komşular geldi kapıya dayandı. En sonunda babaanneye inilip yedek anahtarla kapı açıldı ve babaanne bizi "uyyykuuğsuz her gecceee" diye yırtınıp dansederken yakaladı. 
  •   Bıyık çizdik, kaşlarımızı birleştirdik, şalvar üstüne deri ceketle baş örtüsü taktık ama birimiz her şeye rağmen cooldu.
  •   Telefonda "Seni seviyorum, ben de seni" dedik. Yanlış anlamayın, bunu tek seferde birimiz söyledi.
  Bunların hepsi, benim kalbimde ve aklımda en güzel köşeye kazındı. Tıpkı Naylon Prenses'in benim yüreğimde ettiği yer gibi. 
   Onu o kadar çok seviyorum ki, kelimeler cidden yetmiyor. Bu yüzden sadece "Nice yıllara" diyerek bitiyorum. Telepatik'im, "B€sTfR!€nD xD"m, kardeşim, hatta "Ben"
   Seni çok seviyorum ve en kötü gününün bu gün gibi olmasını diliyorum. Beni hiç bırakma olur mu? 

Not: Sevgili Avrupada Tütün Saran Kız, bugün Aptal Kovboy ve ben seni çok kırdık biliyorum. Ama amacım seni üzmek değildi, bilirsin her zamanki "Kupa Kızıydım işte." Yine de haklısın, kendi adıma senden çok özür diliyorum hatta bana istediğin yerde istediğin zaman "borcum olan" tokadı atabilirsin, söz gıkımı çıkarmayacağım. Seni ne kadar sevdiğimi biliyorsun, bugün seni üzmek bütün günümü bana zehir etti. Ayrıca bir daha asla istemediğin şekilde seninle dalga geçmeyeceğim, çok büyük bir hata olduğunu biliyorum, lütfen affet.

                                                                               -Kupa Kızı

Hiç yorum yok: